MAHKEMESİ : Ankara 6. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/03/2013NUMARASI : 2012/1201-2013/362Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı muarazanın önlenmesi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira ilişkisinin tespiti ve çekişmenin önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kiracı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti Atatürk Orman Çiftliği'ne ait, taşınmazın 21.11.1996 tarihli protokol ile davacı şirkete kiralandığını ve taşınmaz üzerindeki binanın tamamen davacının öz kaynakları ile büyük restorasyon masrafları yapılarak açıldığını ve halen faaliyetini sürdürdüğünü, kira sözleşmesinin bütün hükümleri ile geçerli olduğunu, ancak davalı belediyenin diğer davalı A.. M.. ile düzenlenen 14.06.2012 tarihli protokol doğrultusunda işyerinin tasarrufunun belediyeye geçirilmesine karar verildiğini ve 12.07.2012 tarihli ihtarname ile işyerinin tasarrufunun belediyeye geçtiğini, kira sözleşmesinin tekrar yenilenmeyeceğini bildirdiğini, davalı A.. M..’nün 25/06/2012 tarihli yazısı ile 2012 yılı Haziran ayı itibarı ile kiracılık ilişkisinin Ankara Büyükşehir Belediyesi ile sürdürülmesi gerektiğini bildirdiğini, devir protokolünün kendileri için bağlayıcı olmayacağını belirterek, muarazanın önlenmesini talep etmiştir. Davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi vekili cevabında özetle; dava konusu yerin tasarruf hakkının A.. M.. ile imzalanan 25/05/2011 tarihli protokol ve 14/06/2012 tarihli ek protokol ile belediye lehine kiracılık hakkı ve intifa hakkı tesis edildiğini, dava konusu taşınmazın tasarruf hakkının davalı belediye’ye geçtiğini, Davacıya ait yapıya, yapı sahibi tarafından kaçak ve ruhsatsız olarak eklentiler yapıldığından dolayı Yenimahalle Belediye Encümenince İmar Kanunun 32. maddesi gereğince yıkım ve yine aynı yasanın 42. maddesi gereğince para cezası verilmesine ilişkin 22.02.2001 tarih ve 505/1156 sayı ile karar alındığını, karara karşı davacının idari yargıya başvurması üzerine Ankara 9. İdare Mahkemesinin 18.12.2008 gün 2007/1054 E. 2008/2203 K. sayılı kararı ile yıkım yönünden davanın reddolunduğunu, Danıştay 14. Dairesinin 26.03.2012 tarih 2011/5374 E. 2012/2008 K. sayılı kararı ile mahkeme kararının yıkıma ilişkin kısmı onanarak yıkım yönünden encümen kararının kesinleştiğini, davacı yanın, hakkında yıkım kararı bulunan yapı ile ilgili idari yargı yolunu tükettiğini, yıkım yönünden kararın kesinleştiğini, idari yargı kararını bertaraf etmek amacıyla bu davayı açtığını, belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Davalı A.. M.. Vekili cevabında özetle, davacının kiracı olarak bulunduğu taşınmazın intifa hakkının 25.5.2011 tarihli protokol ve 14.06.2012 tarihli ek protokol ile davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne devredildiğini, intifa hakkının devri ile taşınmazın kira geliri ve buna bağlı olarak dava hakkı ve kira ilişkisinin davalı Belediye’ye geçtiğini, davalı A.. M..’ne davanın yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dolayısıyla husumet itirazında bulunarak, davanın husumet yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu yerin yıkımına ilişkin kararın iptali için açılan davanın reddedilerek yıkım kararının Danıştayca da onanarak kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 11/06/1996 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede mülkiyeti AOÇ'ne ait kadastronun 2109 ada ...parselinde bulunan iki katlı kargir bina 790 m2 ve yanında bulunan tek katlı 45 m2'lik bina ile birlikte 10.000 m2 açık alanın kiralandığı uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda dava konusu taşınmaz Borçlar Kanunu Hükümlerine tabi olup mahkemece sözleşme hükümleri gözetilerek sözleşmenin Borçlar Kanunun hükümlerine göre sona erip ermediği tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken idare mahkemesi kararına dayanılarak red kararı verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.