Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 757 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7820 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 20. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2012/29-2012/772Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, kira parasının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, kiralananın tahliyesi ve icra inkâr tazminatına ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; Kira sözleşmesinin 8. maddesindeki artış şartına göre kira bedelinin 2011 yılında başlayan dönem için aylık 2196,15 TL olmasına karşın davalının 1650 TL üzerinden ödemede bulunduğunu, 2011 yılı kira farkları yönünden icra takibi yapılmış ise de, davalıların bu takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptalini, takibin devamını ve davalıların % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini ve davacının % 40’dan az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.İcra takibinde ve davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.1.2007 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira parasının 1500 TL olduğu belirtildikten sonra özel şartlar bölümü,8. maddesinde aylık kiranın kiralama yıl bitiminde biten senenin aylık kirası artış oranı %10’nun dan az olmamak üzere İTO tarafından Mart ayı başında açıklanan TÜFE yıllık artış oranında otomatik olarak zamlandırılacağı…. Takip edecek yıllarda sona eren kiralama yılının kirasının yine bu örneğe uygun zamlandırılacağı kararlaştırılmıştır. Bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar. Davacı 12.01.2012 tarihinde başlatmış olduğu takipte 2011 yılının Ocak ayından Aralık ayına kadar aylık 546,41 TL üzerinden kira farklarının tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2011 yılı başından itibaren yapılan ödemeleri kabul eden davacının icra takibi yaptığı tarih itibariyle geçmişe yönelik kira farklarını isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sözleşmedeki artış şartı tarafların iradeleri ile kaldırılmadığı sürece hukuki bağlayıcılığını ve geçerliliğini koruyacaktır. Bu durumda davalıların sözleşmeye ve kararlaştırılan artış şartına göre ödeme yapmaları gerekir. Ödenen kira paralarının davacı tarafça ihtirazı kayıtsız olarak alınmış olması kira parasının davalının ödediği miktarda belirlendiği konusunda bir anlaşmanın varlığını ve taraflar arasında yeni şartlarda akdedilmiş bir kira sözleşmesinin olduğunu göstermez. Davalıların sözleşmeye bağlılık ilkesi gereği sözleşmedeki artış şartına göre kira parasını ödemeleri gerekir. Bu nedenle davacının sözleşmedeki kararlaştırılan kira parasının tam olarak ödenmesini istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığından mahkemece sözleşmenin 8.maddesine göre hesaplanacak kira bedeli üzerinden kira alacağının tahsili yönünde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.