Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 756 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18692 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptaliMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, ödenmeyen kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteğine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında başlattığı icra takibinde üç aylık 356.229,27 şer TL'den ödenmeyen 2008 yılı Ocak, Nisan ve Temmuz vadeli toplam 1.068.687,81 TL kira alacağı ile 105.998,87 TL işlemiş faizin tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu vekili, alacaklının tek taraflı olarak kira artışı yaptığını,, bu konuda kiracıya bildirim yapılmadığını, kira bedeli konusunda ihtilaf bulunduğundan yargılama gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin ve miktarının belli olmadığını, borçlunun da alacaklıdan takip öncesine ait alacağı bulunduğunu, bu alacağı ile takas ettiğini, bu nedenle borcunun kalmadığını bildirerek borca ve faiz oranına itiraz etmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen 1.10.2005 başlangıç tarihli, on yıl süreli kira sözleşmesine göre kira bedelinin üç aylık dönemler halinde ödendiğini, sözleşmenin 4. maddesine göre belirlenen ilk yıl kira parasının üç aylık 302.667,75 TL olduğunu, sözleşmeye göre ÜFE, TÜFE ortalaması oranındaki artış uygulandığında ikinci yıl üç aylık kira parasının 331.283,61 TL olarak belirlendiğini ve kiracı tarafından bu miktarın ödendiğini, takibe konu olan üçüncü yıl kira bedelinin de yine aynı şekilde artış şartı uygulanmak suretiyle üç aylık 356.229,27 TL olarak belirlendiğini, bu miktarın 07.01.2008 tarihinde kiracıya bildirildiğini, ancak davalı kiracı tarafından 15.01.2008, 15/04/2008 ve 15/07/2008 vade tarihli kira bedellerinin ödenmediğini, sözleşmenin beşinci maddesine göre 6183 sayılı yasanın 51 inci maddesi uyarınca aylık %2.5 oranından faiz talep edilebileceğini, davalının takibe itirazının yerinde olmadığını belirterek itirazın iptaline, icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı borçlu vekili, kira sözleşmesinin dördüncü maddesine göre yeni dönem başlamadan 15 gün önce artışlı kira bedelinin belirlenerek kiracıya bildirilmesi gerektiğini, buna göre, Eylül 2007'de yapılması gereken bildirimin Ocak ayı içerisinde yapıldığını sözleşmeye uygun yapılmayan kira artışı ve kira miktarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.Takibe ve davaya dayanak yapılan 1.10.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kira bedellerinin üç aylık dönemler sonunda takip eden ayın onbeşine kadar tahsil edileceği, ilk yıl için kiracının m2 ye 16.50 TL aylık kira bedeli ödeyeceği , sonraki yıllara ait kira bedellerinin belirlenmesinde ÜFE-TÜFE ortalamasının esas alınacağı, vadesinde ödenmeyen kira bedelleri için 6183 sayılı yasanın 51 inci maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmeye göre belirlenen ilk yıl üç aylık kira bedelinin 302.667,75 TL , ikinci yıl üç aylık kira bedelinin 331.283,61 TL olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Takibe konu olan kira alacaklarının üçüncü yıla ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ikinci yıl üç aylık kira bedeline ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artış uygulanmak suretiyle takibe konu olan üç aylık kira bedellerinin ve gecikme zammının belirlenmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artışı ilk yıl kira bedeline uygulamak suretiyle tanzim edilen hatalı bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, kira bedelinin belirlenme koşullarının sözleşmede ayrıntılı olarak düzenlendiği ve icra takibi başlamadan önce 07.01.2008 tarihinde ödenmesi istenen kira bedelinin davalı borçluya bildirildiği bu nedenlerle alacağın likit olduğu gözardı edilerek yazılı gerekçeyle icra inkar tazminatına ilişkin istemin reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, peşin ödenen harcın davalıdan alınarak davacıya verilmemesi ve reddedilen alacak miktarına göre davalı lehine fazla vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.