Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, önalım hakkına ilişkin payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir.Davacı, davaya konu taşınmazda paydaş olduğunu, davalı A... G...'in, davaya konu taşınmazda bir kısım paydaşların payını satın aldığını, yasal süresi içerisinde önalım hakkını kullandığını, önalım hakkı nedeni ile davalının payının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafından 09.12.2010 tarihinde dava açılması üzerine, davalı A... G..., taşınmazda satın aldığı paylarını, 17.12.2010 tarihinde taşınmazda paydaş olan eşi F... G...'e devretmiştir. Davacı davasına F... G...'e karşı devam edeceğini bildirmesi üzerine, mahkemece F... G...'e yöneltilen davada, davalı F... G...'in taşınmazda önalım hakkından önce de paydaş olması, paydaşa karşıda önalım hakkı kullanılamayacağından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Önalım hakkına konu payın dava sırasında bir başka kişiye veya satışı yapan paydaşa satılması halinde davacının HMK.nun 125 maddesi hükmü uyarınca seçimlik hakkı olduğundan dilerse davay?? yeni satın alan şahsa yöneltir, dilerse davasını tazminata dönüştürerek davalı hakkındaki davasını devam ettirir. Bu nedenle davacıya seçimlik hakkını kullanması için önel verilmelidir. Önalım hakkına ilişkin payın satış yapan önceki paydaşa dönmesi davacının ilk satışla doğan önalım hakkını kullanmasına engel değildir.Bu gibi hallerde ilk satış bedeli ile ikinci satış bedeli farklı ise davacının hangi satış bedelinden sorumlu olacağı önem kazanır. Önalım davası açıldıktan sonra davaya konu payı satın alan kimse önalım davasının açıldığını bilerek kötü niyetle iktisap etmişse davacı daha düşük ise ilk satış sözleşmesindeki satış bedeli ile, aksi halde son satış bedeli ile sorumludur. Davacının davayı yönelttiği kimsenin kötü niyetli olduğunu iddia etmesi halinde bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. İkinci satış fazla bedelle ilk satan paydaşa yapılmış ise o kimse ilk satışın tarafı olduğu için kötü niyetli olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca kötü niyetin kanıtlanmasına gerek yoktur.Olayımıza gelince; davacı tarafından, davaya konu taşınmazda 28.04.2009 tarihinde pay satın alan davalı A... G... hakkında, 09.12.2010 tarihinde açtığı dava ile önalım hakkının kullanılması üzerine,17.12.2009 tarihinde davalı, önalım hakkı davasına konu edilen, taşınmazdaki paylarını, taşınmazda öncesinde de, payı bulunan eşi F... G...'e devretmiş ise de, ilk yapılan satış ile önalım hakkı doğduğundan, sonraki yapılan satış önalım hakkına engel olmayacağından, davacı da davasına F... G...'e yönelterek davaya devam ettiğini belirttiğinden, Mahkemece yeni malikin kötü niyetli olduğu gözetilerek davacıya tapuda gösterilen düşük bedelli satış bedeli ve tapu harç ve masrafları üzerinden önalım bedelini depo etmesi yönünden uygun süre ve olanak verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.