MAHKEMESİ : Çorum 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2011/302-2013/730Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 01.01.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, 01.01.2009 - 01.01.2010 dönemine ilişkin 1880 TL kira bedelininin tahsili için başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek davalının haksız itirazının iptali ile alacağın % 40' ından aşağı olmamak üzere inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı vekili, kiralanan taşınmazın 2004 yılında kira süresi dolmadan tahliye edildiğini, kira borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın tahliye edilmediğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6111 Sayılı Kanunun konuya ilişkin 17 maddesinin 25 fıkrasının (f) bendinde yasadan yararlanma koşulları ve 19 maddesinde ise yapılandırılmadan sonra taksitlerin herhangi birinin ödenmemesi halinde bu kanun hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedileceği belirtilmiştir. Bu yasa kapsamında takibe konu borcun yapılandırıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Borcun yapılandırılmasından dolayı ödemenin düzenli yapılması durumunda, son taksidin borç ödeme tarihine, taksitlerin aksatılması halinde ise aksatılma tarihine kadar bekletici mesele yapılması ve sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yapılandırma üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Öte yandan taraflar arasında düzenlenen 01.01.2004 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Kiralanan niteliği itibariyle 6570 Sayılı Kanun hükümlerine tabi olup, 6570 Sayılı Kanunun 11.maddesi gereğince sözleşmenin yıldan yıla yenilendiğinin ve kiracılık ilişkisinin devam ettiğinin kabulü gerekir. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispat edemezse kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, HUMK. nun 288. ve 289. maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının (H.U.M.K. md. 288) üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa (H.U.M.K. md. 289), bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Davalı kiralananı tahliye ederek anahtarı teslim ettiğini ileri sürdüğüne göre bu durumu davalının kanıtlaması gerekir. Davalı kiracı anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. Bu durumda mahkemece davalının cevap dilekçesinde '' her türlü yasal delil'' ibaresi ile yemin deliline dayandığı gözetilerek davalı kiracıya yemin teklif hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.