Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6833 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 1674 - Esas Yıl 2011
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, taraflar arasında görülüp hükme bağlanan itirazın iptali ve tahliye davası nedeniyle yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde taraflar arasında sözlü kira sözleşmesinin varlığının davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini,oysa davalı tarafın kira sözleşmesinin varlığını kabul eden beyanlarının bulunduğunu, bu nedenle yargılamanın gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, yargılamanın iadesi isteğinin kabulüne, İstanbul 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 7.10.2009 gün ve 2007/189-2009/1185 sayılı kararının iptal edilerek, itirazın iptali ve tahliye davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Yargılamanın iadesi isteği HMUK.nun 445 ve devamı maddelerinde açıkça vurgulandığı üzere hukuki niteliği itibariyle bağımsız bir dava olup mutlaka duruşma yapılarak iki aşamada incelenmesi gerekir. Mahkeme öncelikle yargılamanın iadesi davasının mesmu (dinlenmeye değer) olup olmadığını kendiliğinden araştırır. Bu aşamada genel dava koşullarından ayrı olarak yargılamanın iadesi davasının süresinde açılıp açılmadığının, teminat gösterilip gösterilmediğinin ve yasada sayılan yargılamanın iadesi sebeplerine dayanılıp dayanılmadığının incelenmesi gerekir. Bu koşullardan birisinin mevcut olmadığı sonucuna varılması halinde istem ret edilir. Mahkeme birinci aşamada yargılamanın iadesi davasının dinlenmeye değer olduğu sonucuna varırsa, ikinci aşamada esasa girerek ileri sürülen yargılamanın iadesi sebeplerinin doğru olup olmadığını araştırır. Dava dilekçesinde ileri sürülen sebebin gerçek olduğu kanısına varması halinde ise istem kabul edilerek asıl dava hakkında yeni bir karar verilir. Yargılamanın iadesi istemi üzerine hakim, 23.05.1956 gün ve 8/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince HMUK.nun 73. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde taraflara iddia ve savunmalarını bildirmeleri ve belirlenen günde oturuma gelmeleri için davetiye gönderip duruşma yapmadan yargılamanın iadesi isteği hakkında hüküm kuramaz. Olayımıza gelince: davacı vekili tarafından mahkemeye verilen yargılamanın iadesi istemine ilişkin 2.7.2010 tarihli dava dilekçesi, hiçbir işleme tabi tutulmaksızın esasa dahi kaydı yapılmadan ve harç alınmadan evrak üzerinden karar verilmiştir. Bu şekilde verilen karar yukarıda açıklanan esaslardan hiçbirine uymadığından Yargılamanın İadesi talebinin evrak üzerinden reddine ilişkin hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesi isteminde bulunan davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.