MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiDAVA TÜRÜ : AlacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalılar ve davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı şirketler vekili Av. ... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, araç kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına toplanan delillere hükmün dayandığı gerekçelere göre davacı şirket vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince:Davacı şirket vekili dava dilekçesinde:Müvekkil şirket,davalı şirketlerin taşeron olarak çalıştığı ... Boru Hattı Projesi kapsamında malzeme işlerinde kullanmak üzere müvekkil şirkete ait iş makineleri ile davalı şirketler ile iki ayrı tarihte fakat aynı iş yerinde yapılan işler için iş makineleri kiralaması konusunda anlaştıklarını, 16.4.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesini .... ile yaptıklarını, daha sonra aynı yerde olan için davalı şirketlerden .... ile 1.6.2004 başlangıç tarihli sözleşme imzaladıklarını,ortada iki şirket varsa da şirketlerin aynı işe sahip olup malikleri ve ortaklarının aynı kişi olduğunu, netice olarak müvekkil şirkete ait olan iş makinelerinin davalı şirketlerin işlerinde çalışması sebebiyle hak edişlerinin miktarı 365.200 TL olduğunu,davalı şirketlerin 164.250 TL ödeme yaptıklarını belirterek bakiye 200.950 TL alacağın ticari faizleri ile birlikte hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.Davalılar vekili ise davanın tamamen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkillerden .... ile davacı arasında 16.4.2004 tarihli makine sözleşmesi yapıldığını,kış ayları kira bedelinin aylık 7.000 TL olarak ödenmesinin haricen kararlaştırıldığını.16.4.2004 ve 1.6.2004 tarihli kira sözleşmeleri bir bütün olarak incelendiğinde görülecek ki makineler çalışsın veya çalışmasın davacı aylık kira bedeline hak kazanmayacağını, sadece çalışan gün sayısı kadar kira bedelinin ödeneceğinin belli olduğunu,makinelerin motorini ve yağ filtrelerinin müvekkil şirket tarafından ödendiğini, .... Araç için herhangi bir kira sözleşmesi imzalanmadığını.aylık kiranın 10.500 TL olduğunun davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini,müvekkil şirket adına 254.500,000,000 TL fatura kesildiğinin davacının ikrarında olduğunu,STA projede olan alacağımızdan 90.000.000.000 TL'sinin davacıya temlik edildiğini böylece davacıya fazla ödeme yapıldığını borcun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davacı ile davalı ...arasında düzenlenen 16.4.2004 başlangıç tarihli ve davacı ile davalı arasında düzenlenen 1.6.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmeleri konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacı vekili dava dilekçesinde her iki sözleşmede kiralanan iş makinelerinin ve şifahi kira sözleşmesi ile çalışan dört adet iş makinesinin aynı iş yerinde ve ortakları ve mal sahipleri aynı olan iki ayrı şirkette çalıştığını belirtmiş ve her iki şirketle düzenlediği kira sözleşmesine göre şirketlerin ayrı ayrı hak edişlerini hesaplamış ancak toplam bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir.Davacı vekili ortada iki şirket var olduğunu şirketlerin ortakları ve mal sahiplerinin aynı kişiler olduğunu belirtmiş ise de her şirket kendi içinde ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir.Bu nedenle her bir tüzel kişiliğe sahip şirketin borcundan kendi şirketi sorumludur.Öte yandan bu şirketler birbirlerine kefilde değillerdir.HMK 297 (HUMK 388) maddesinde: "Gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında:açık,şüphe ve tereddüt uyandırmamak şekilde gösterilmesi gerekir" hükmüne yer verilmiştir.Bu nedenle her bir şirketle yapılan sözleşmeler esas alınarak her bir davalı şirketin borç miktarının belirlenmesi, belirlenen miktarlarla sorumlu tutulması gerekirken her bir şirkete düşen borç miktarı belirlenmeden yazılı şekilde tamamının davalılardan alınmasına karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştirSONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir olunan 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.