Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6682 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2189 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : . İcra Hukuk Mahkemesiİcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı-davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira borcunun ödenmemesi sebebiyle kiracı ve kefil hakkında yapılan takibe yönelik vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, kira alacağının tahsili için yapılan takibe davalılarının haksız olarak itiraz ettiklerini, itirazlarında taşınmazın tahliye edildiğinin belirtilmesine rağmen kiralananın teslim edilmediğini belirterek itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. 1-Davalı kefil ...'ın temyiz itirazları yönünden;Taraflar arasında 01/08/2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı borçlulardan ... kira sözleşmesini müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Davacı alacaklı tarafından 10/04/2014 tarihinde başlatılan icra takibinde Ağustos 2013- Nisan 2014 dönemi kira bedelinin tahsilini talep etmiştir. TBK 583.maddesi hükmüne göre kefaletin geçerli olabilmesi için kefalet süresinin ve kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede gösterilmesi gerekir. Kefalet süresinin ve kefilin sorumlu olacağı azami tutarın gösterilmemesi halinde kefalet ancak kira sözleşmesinde kararlaştırılan kira süresi için geçerlidir. Olayımızda sözleşme süresi 01/08/2013 tarihinde bitmiş olup, bu tarihten sonraki dönem kirası yönünden kefilin sorumluluğu sona ermektedir. Mahkemece bu nedenle davalı kefil hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kefil yönünden de itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.2-Davalı kiracının temyiz itirazlarına gelince; davalı tarafından verilen temyiz dilekçesi ekinde, 20/12/2013 tarihli, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ayları kira karşılığı açıklamalı 7.640,62.-TL tutarlı; 18/11/2013 tarihli, senet karşılığı açıklamalı 3.000.-TL tutarlı; 18/11/2013 tarihli, kira karşılığı açıklamalı 3000.-TL tutarlı ödeme belgeleri ibraz edildiği görülmektedir. Borcu söndüren niteliğine olan ödeme belgesinin her aşamada ileri sürülebileceği dikkate alınarak Mahkemece bu ödeme ilgili bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.3- Davacının temyiz itirazlarına gelince; İ.İ.K.68/son maddesi gereğince “İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, itirazın kaldırılması ile icra inkar tazminatına da karar verilmesini istediğine göre icra inkar tazminatı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden karar verilmesi de isabetsizdir.Karar bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan harcın temyiz edene iadesine, 01/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.