Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6549 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8629 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Edirne 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/09/2013NUMARASI : 2013/141-2013/697Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiralanana yapılan faydalı masraf alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, davalıya ait iş yerini 01.04.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 5 + 5 yıllığına kiraladığını, kira sözleşmesinin uzun süreli olması nedeniyle iş yerinde su tesisatı ve havalandırma dahil pek çok tadilat yaptığını, ancak davalının bu işyerini sözleşme sürerken 23.10.2009 tarihinde 3. şahsa sattığını, yeni malikin açtığı dava ile ihtiyaç sebebiyle taşınmazdan tahliyesine karar verildiğini, kiraladığı iş yerine yaptığı iyileştirmeler nedeniyle davalının bu yeri daha yüksek bedele satarak sebepsiz zenginleştiğini belirterek , fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 30.000 TL 'nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, zamanaşımı def'i ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 01.04.2009 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira akdinin varlığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, zamanaşımı süresinin ne olması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Davacının alacak iddiası, kiralanana yapılan faydalı masraf alacağı olup, zarar yalın bir haksız eylemden kaynaklanmayıp taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesine bağlı olarak gerçekleşmektedir. Bu nedenle zamanaşımı süresinin tespitinde uygulanması gereken Kanun hükmü 818 sayılı Borçlar Kanununun 66.maddesi olmayıp ( 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 82. maddesi ), 125. maddesi ( 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi) hükmüdür. Bu durumda dava sözleşmeden kaynaklanan on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık süre dolmadığından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.