Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6534 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4633 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Sulh Hukuk MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menkul malların tespiti ve alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiralanan menkul malların iadesi ve kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece menkul malların teslimine ve kira alacağının tahsiline karar verilmiş hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalının alacağa ilişkin temyizine gelince:Hükme esas alınan 17.11.2011 başlangıç tarihli ve 01.08.2012 bitiş tarihli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kira bedelinin 3.000 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde kira sözleşmesi ile davalıya teslim edilen menkül malların iadesi ile birlikte kira bedeli olan 3.000 TL'nin de tahsilini istemiştir. Davalı kira bedelini ödediğini savunmuş ise de yazılı delil ile ödediğini kanıtlayamamıştır. Mahkemece kısa kararda davanın kabulüne karar verdiği halde 12.02.2015 tarihli gerekçeli kararda davanın kabulüne menkul malların teslimine karar verirken kira alacağı konusunda olumlu yada olumsuz bir karar vermemiştir. Davacı 02.03.2015 tarihli dilekçesi ile bir kısım talepleri hakkında karar verildiği halde alacak konusunda bir karar verilmediğinden unutulan talebimiz için kararın düzeltilerek alacağın hükme eklenilmesini istemiştir. Bunun üzerine mahkemece 05.03.2015 tarihli ek kararla “Her ne kadar mahkememizin kararının hüküm kısmında davanın kabulüne karar verilmiş ise de kira bedeli olan 3.000 TL'nin sözleşme tarihi olan 17.11.2011tarihinden 01.08.2012 tarihine kadar davalıdan yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesi hususunun hüküm kısmında sehven eksik yazıldığı anlaşıldığından kararın hüküm kısmına eklenmesine dair dosya üzerinden karar verilmesine” karar verilmiştir. HMK 305 (HUMK 455) maddesine göre “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut bir birine aykırı fıkralar içeriyorsa icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt yada aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla hükmün sonucunu değiştirecek şekilde karar verilemez. Yani tavzih kararı ile yeni bir hüküm oluşturulamaz ve ilama yeni bir hüküm eklenemez. Olayımızda mahkemece 05.03.2015 tarihli kararla önceki verilen hükmün sonucunu değiştirir nitelikte karar verilemez. Kabule göre de tavzih dilekçesinin karşı tarafa davalıya tebliğ edilmeden karar verilmesi de doğru olmadığından alacağa ilişkin hükümm kısmının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenle menkul malların teslimine ilişkin hüküm kısmının ONANMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenle alacağa ilişkin hüküm kısmının BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.