MAHKEMESİ : İstanbul 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/12/2014NUMARASI : 2014/216-2014/1111İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, itirazın 15.000-Dolar (30.370,50-TL) kira alacağı üzerinden kaldırılmasına, kiralananın 07.07.2012 tarihinde tahliye edildiği anlaşıldığından tahliye istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı vekili alacaklı tarafından temyiz olunmuştur.Takibe esas alınan ve karara dayanak teşkil edilen 20.05.2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 25.11.2013 tarihinde başlattığı icra takibinde aylık 5.000- Amerikan Dolarından 2012 yılı Ocak ile Aralık ayları arası kira bedellerinin tahsilini istemiştir. Borçlu borcu olmadığından bahisle takibe itiraz etmiş, yargılama sırasında; taşınmazın 07.07.2012 tarihinde anahtar teslimi yapılarak tahliye edildiğini, bu durumun davacının daha önce açtığı itirazın iptali davasındaki beyanlarıyla sabit olduğunu, sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde ikinci altı aylık dönem kirasının verdiği bonolarla ödendiğini savunarak, 05.09.2011, 05.10.2011 ve 05.11.2011 ödeme tarihli her biri 10.000-Dolar bedelli üç adet bonoyu ibraz etmiştir. Davacının davalı aleyhine önceki aylar kira bedellerinin tahsili için açtığı İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/533 Esas sayılı itirazın iptali davasında ödeme belgesi olarak sunulan senetler bu dosya için de ödeme belgesi olarak sunulduğuna göre itirazın iptali davasının sonucu gözetilerek mevcut senetlerin takip konusu kira bedellerine ilişkin olup olmadığının tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi; davalı borçlu kiralananın anahtarlarını teslim ettiğini İ.İ.K.nun 269/c maddesinde sayılı belgelerle kanıtlayamadığı halde sözlü beyanı dikkate alınarak 07.07.2012 tarihinin tahliye tarihi olarak değerlendirilip sadece tahliye tarihine kadarki dönem kira borcundan sorumlu tutulması ve tahliye kararı verilmemesi de doğru değildir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.