Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6419 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15597 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İstanbul 47. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 25/06/2013NUMARASI : 2011/483-2013/127Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne ve davacı yararına %20 icra inkar tazminatı verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında “bilboard, durak, raket ve megalight kiralama sözleşmesi” yapıldığını, sözleşme uyarınca davalının ödemesi gereken bedellere ilişken faturalar düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ödenmeyen fatura bedellerine yönelik davalı hakkında Şişli 3.İcra Müdürlüğünün 2011/13332 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesine rağmen takibe konu borcun bir kısmını takip tarihinden sonra ödediğini, davalının itirazında haksız olup kısmi ödeme düşüldükten sonra kalan 48.498 TL yönünden itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise davacıya her hangi bir borçları bulunmadığını, yapılacak defter incelemesi ve ödeme belgelerinden bu durumun anlaşılacağını belirterek davanın reddini ve %40 oranında tazminat verilmesini istemiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi sonucu dava tarihi itibariyle bakiye borç tutarının 48.498 TL olduğu tespit edilerek davanın kabulüne ve bu tutar üzerinden itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. 1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davacı vekili takip tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre itirazında haksız olduğu saptanan davalı aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatı oranının %40 olması gerektiğinden bahisle hükmü temyiz etmiştir. Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6352 sayılı Kanunun 11.maddesi ile İİK’nin 67/2.maddesinde değişikliğe gidilmiş ve madde metninde yer alan “%40” ibaresi “%20” şeklinde değiştirilmiştir. Değişikliğe ilişkin yasa hükmü 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup aynı yasanın 38.maddesi ile İİK’na eklenen geçici 10.maddeye göre; bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında değişiklikten önceki hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. Yapılan bu yasal düzenleme uyarınca 05.07.2012 yürürlük tarihinden önce başlatılan icra takipleri açısından İcra İflas Kanununun değişiklikten önceki hükümlerinin uygulanmasına devam edilecektir. somut olayda itirazın iptaline konu icra takibi 24.09.2011 tarihinde başlatılmış olup icra takibi 6352 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlatıldığından davacı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece bu husus nazara alınmaksızın %20 oranı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 2-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 3-Davalı vekilinin dava tarihinden sonra yapılan ödemelere yönelik temyiz itirazlarına gelinceDava “bilboard, durak, raket ve megalight” kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip talepnamesinde takip tarihine göre davacının bakiye defter alacağı 248.498 TL olarak belirtilmiştir. Takibe konu borcun 200.000 TL’si dava tarihinden önce ödenmiş ve davacı da, davadan önce yapılan ödemeyi düşerek itirazın bakiye 48.498 TL yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir. Yasal dayanağı İİK’nun 67.maddesi olan İtirazın iptali davası ile hedeflenen husus; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK 69.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden, mahkeme itirazın İptali davasında; tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Bu itibarla borç miktarının davanın açıldığı tarihteki duruma göre belirlenmesi gerekir. Dava tarihinden sonra borçlunun sonradan yaptığı ödemeler veya borcu kabul beyanı mahkemenin yargılamayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına ve takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkar tazminatına hükmedilmesine engel teşkil etmez. Ancak verilecek kararda, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınması gerektiği belirtilmelidir. Davalı savunmasında; davadan sonra gerçekleşen 48.498 TL’lik ödemenin takip konusu borca yönelik olduğunu belirtmiş olup mahkemece bu hususta her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece somut olay yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde değerlendirilerek takip konusu borca yönelik dava tarihinden sonra gerçekleşen ödemenin bunuyor olması halinde bu ödemenin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi amacıyla infazda nazara alınmasına şeklinde hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda 1 ve 3 nolu bentte yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.