Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6408 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14351 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2010/163-2013/194Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, davalı kiralayanın hukuka aykırı kira sözleşmesi yapması nedeniyle davalı idareye ödenen kira bedelleri ve yapılan masrafların tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı idare ile T.. M.. yerinin işletmeciliği konusunda 04/04/2008 tarihinde 24 yıl 8 ay 6 günlük süre için sözleşme imzaladığını, sözleşme gereğince davacının gelişme planı yapma hazırlıklarına başladığını, 09/07/2009 tarihli 1 nolu KTVKK tarafından bu alanın 1. Derece Sit Alanı olduğu ve buranın Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın onayı olmaksızın kiraya verilemeyeceğinin belirtildiğini, bunun üzerine kira sözleşmesinin önce davacı tarafından, ardından da davalı tarafından feshedildiğini, sözleşmenin hukuka aykırı olarak yapılması nedeniyle baştan itibaren geçersiz olduğunu, bu nedenle ihalenin de sözleşmenin de hukuka aykırı olduğunu belirterek uğranılan zararın tahsili ve davalı kiralayana depozito olarak verilen 65.000 TL bedelli banka teminat mektubunun iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı idare, taşınmazın ihale ile 2004 yılında başka bir şirkete kiraya verildiğini davacı şirketin bu kira sözleşmesini devraldığını, davacının yeni tesis yapma hakkının idari izinlerin alınması şartına bağlı olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalı idareye ödenen tüm bedellerin 1/3’ü olan 217.040,21 TL ve davacı tarafından gelişme projesi için yapılan 39.160,66 TL masraf toplamı 256.200,87 TL’nin tahsili ve teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir.1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı vekilinin kira bedellerinin 1/3 indirilmesine ilişkin temyiz itirazları incelendiğinde; Taraflar arasında 04.04.2008 başlangıç tarihli 24 yıl 8 ay süreli yıllık 203.819 TL+KDV bedelli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşme 2004 yılında 2886 Sayılı Kanun uyarınca yapılan açık artırma sonucu ihaleyi alan dava dışı şirketin kira sözleşmesini davacı şirkete devri ile davacı şirket ile davalı kurum arasında yapılmıştır. Kira sözleşmesi taraflar arasında 15.02.2010 tarihinde feshedilmiş olup, davacı vekili 18.02.2010 tarihinde açtığı dava ile 04.04.2008 tarihinden itibaren davalı kiralayana ödediği kira bedellerinin iadesi veya indirilmesini talep etmiştir. Kira sözleşmesinin feshinden sonra kira bedelinin indirilmesi talep edilmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir.Ayrıca; sözleşmenin özel şartlar 10. maddesinde "gerekli izinler alındıktan sonra yapılacak ek tesisler dışında yer işgal edilemeyeceği, gerekli izinleri aldıktan sonra kendi yaptıracağı yeni yapı ve tesislerin yapılmasından ve bedelinin ödenmesinden sorumlu olacağı, idareden herhangi bir hak talebinde bulunulamayacağı, daha sonra işletmeci tarafından yaptırılacak tesislerden gelir getirici mahiyette olanlarının inşaat maliyet bedellerinin % 1 işletme bedeline ilave edileceği,” belirtilmiş olup özgür irade ile belirlenen bu şart tarafları bağlar. Sözleşmenin bu düzenleniş şekline göre gelişme projesine dayalı olarak yapılacak yeni tesisler nedeniyle inşaat bedelinin %1 oranında kira bedelinin artırılacağı kararlaştırıldığından ödenen kira bedelinin tesisisin mevcut durumuna göre belirlendiğinin kabulü gerekir. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, gece konaklaması yapılamadığı için kira bedelinin indirilmesi gerektiğine dayalı olarak hesap yapılmış ise de; davacı tarafından gece konaklamasının yapılmasının engellendiğine ilişkin bir iddia ve bu hususta bir delil de sunulmadığından bu nedenle de davanın reddi gerekir.3- 65.000 TL’lik depozito olarak verilen teminat mektubunun iadesine gelince; Depozito, kiralayanın muhtemel zararlarının teminatı olarak kiracı tarafından verilen bir tür güvence bedelidir. Bu nedenle depozito bedelinin iadesi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunması halinde, depozitonun iade edilmemesini haklı kılacak sebeplerin olup olmadığı, iade edilecekse ne miktarda iadesi gerektiği mahkemece değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. Davalı idare ile davacı şirket yetkilileri arasında düzenlenen 15.02.2010 tarihli kiralananın teslimine ilişkin protokolde, taşınmazdaki eksikler belirlendikten sonra, bu eksiklerin tamamlanması için davacı şirkete 15 günlük süre verildiği, bunların tamamlanması durumunda depozito bedelinden karşılanacağının belirtildiği görülmektedir. Bu durumda yapılan bu protokol dikkate alınarak depozito bedelinin iade edilip edilemeyeceğinin tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmüm bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK’nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 20/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.