MAHKEMESİ : Çiçekdağı Asliye (Aile) Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Eşya alacağıMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, bir kısım ziynet ve ev eşyasının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde 9.800TL olan bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 3.294 TL değerindeki ev eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin davalıdan tahsiline, ziynet eşyaları yönünden istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik olmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 2007 yılında evlendiklerini, davalının müvekkilesini köyde babasının evine bırakıp İstanbul'a gittiğini, tarafların bir yıldır ayrı yaşadıklarını, davacının davalı hakkında açtığı boşanma davasının ret ile sonuçlandığını, davacının düğün günü babası evinden getirdiği eşyaların çeyiz senedi düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, bu eşyaların halen davalının uhdesinde bulunduğunu belirterek, dava konusu edilen ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla değeri olan 9.800 TL’nin yasal faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davanın özünde bir istihkak davası olup, öncelikle mülkiyet hakkının var olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, bu itibarla davacının çeyiz eşyalarını kendisinin evlilik birliğine getirdiğini ya da evlilik birliğinin devamı sırasında onun için alındığını ve hediye edildiğini kanıtlamasının icap ettiğini, davacının dayandığı çeyiz senedinde davalının imzasının bulunmadığını, bu belgenin çeyiz senedi olarak kabul edilemeyeceğini, davacının evlilik için dört- beş adet yorgandan başka bir şey getirmediğini, davalı tarafından alınan ziynetlerin de davacıda kaldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır. Olayda, taraflar 15.10.2007 tarihinde evlenmişlerdir. Evlilikleri sırasında davacı kadın tarafından ... Asliye ( Aile ) Hukuk Mahkemesi’nin 2010/58 esas sayılı dosyasında davalı koca aleyhine boşanma davası açılmış ise de, mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının şiddetli geçimsizliğe ilişkin iddialarını kanıtlayamaması, tarafların büyüklerinin araya girip anlaştırmak istemesine karşın davalı eşini istemediğini beyan etmesi, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi oluşturmaması gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kadın, çeyiz ve ziynet eşyalarına ilişkin olarak açtığı işbu davada da evlilikleri sırasında getirdiği ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin çeyiz senedi düzenlendiğini iddia etmesine rağmen, bu konuda ibraz edilen belgede sadece tanıkların imzası yer alıp tarafların imzası bulunmamaktadır. Bu durumda sunulan belgenin çeyiz senedi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Buna karşın tanıkların imzasının olması söz konusu ziynet ve çeyiz eşyalarının varlığını göstermektedir. Diğer yandan davacı kadın ziynet eşyalarının davalı kocada kaldığını, kendisine iade edilmediğini ileri sürerek talepte bulunmuşsa da, bu iddiasını dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı, 28.5.2011 tarihli delil listesinin 5. bendinde yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerin elinden alındığı, davalı tarafta kaldığı konusunda davalı yana yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda (2) No'lu bentte yazılı nedenlerle ziynet eşyalarına yönelik olarak BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.