MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, aidat bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 24.07.1997 başlangıç tarihli 99 yıl süreli kira sözleşmesi ile eski malik .... Turizm A.Ş. tarafından 99 yıllığına davalıya kiralandığını ve kira sözleşmesinin Tapu Sicil müdürlüğüne şerh verildiğini, daha sonra belirtilen yerinde bulunduğu...ilçesi 115 ada 19 ve 20 parsel nolu taşınmazların tüm bağımsız bölümü davacı şirket tarafından satın aldığını, bu nedenle dava konusu bağımsız bölümü de kapsar şekilde söz konusu parsel üzerinde davacının tek başına mülkiyet hakkını elinde bulundurduğundan davaya konu meskenin bulunduğu sitenin doğal olarak yöneticisi olduğunu, buna göre davacı tarafından belirlenen kiralananında bulunduğu yeri kapsar şekilde küçük villaların aidatlarının 700 TL, büyük villaların aidatlarının 800 TL olarak belirlendiğini, belirlenen aidat ve yönetim gideri miktarlarının davalıca ödenmediğini, bunun üzerine davalı hakkında malik ve yönetici sıfatıyla ... 14.İcra Müd.nün 2014/1062 esas nolu dosyası üzerinden icra takibi geçtiklerini, TBK 315. Maddesi gereğince yan giderleri ödememenin de temerrüt nedeniyle tahliye nedeni olarak düzenlendiğini, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini dava konusu taşınmazda davacının tek başına yönetici olması nedeniyle söz konusu takipte davalı yönünden tahakkuk eden ve aidat ve yönetim giderleri alacaklarının talep edildiğini ve buna göre de bu miktarların ödenmemesi nedeniyle tahliyenin istendiğini belirterek davalının belirtilen KMK.na göre tahakkuk eden yönetim gideri ve aidat alacakları ile bir kısım alacaklarına yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ayrıca bu aidat ve giderlerin ödenmemesi nedeniyle taşınmazdan tahliyesini istemiştir. Davalı vekili cevabında; Takibe konu alacağın kira bedeli olmayıp 2014 yılı aidat alacağına ilişkin olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan aidat bedelinin davacı tarafından tek taraflı olarak artırılarak belirlenen katılım payına dayanılarak tahliye talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafından yetki itirazında bulunulmadığı halde “Kat Mülkiyeti Yasasının 33. maddesi hükmüne göre bu nitelikteki uyuşmazlıklarda ana taşınmazın bulunduğu yerin Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu belirtildiği, ve bu yöndeki yetkiye ilişkin düzenlemenin kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz etmiştir.Somut olayda uyuşmazlık; mahkemenin kendiliğinden yetkisizlik kararı verip vermeyeceği noktasında toplanmaktadır6100 sayılı HMK.nun 17.maddesi "tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü getirilmiştir.Ancak, yetki itirazında bulunmak için HMK'nun 19/2.maddesi gereğince "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz."HMK.nun 19/4.maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" hükmü getirilmiştir. O halde, somut olayda, uyuşmazlık T.B.K'nin 315 maddesine dayalı tahliye ve alacağa ilişkin olup kamu düzenine ilişkin kesin bir yetki kuralı olmadığına ve usulüne uygun yetki itirazında da bulunulmadığına göre, mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği ortadadır. Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın doğrudan yetkisizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.