Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6352 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1542 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/12/2014NUMARASI : 2014/360-2014/1514İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı S.. A.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla yapılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın kaldırılmasına, inkar tazminatına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalının tahliye ve sair iddialara ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalının alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Takibe ve davaya dayanak yapılan 01.06.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin aylık 1.500 TL olduğu ve ayın ilk beş gününde peşin olarak ödeneceği, sözleşmenin özel şartlar 4. Maddesinde bir aylık kiranın zamanında ödenmemesi durumunda ayrıca tüm kiraların muaccel olacağı hükmüne yer verilmiştir. Davacı 21.01.2014 tarihli icra takibinde muacceliyet şartına dayanarak bir yıllık kira bedelinin tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine avalı borca itiraz etmiş, yargılama sırasında ödemeye ilişkin bazı belgeler ibraz etmiştir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 346.maddesinde ‘’ kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez. Özellikle, kira bedelinin zamanında ödenmemesi hâlinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.’’ hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un “Geçmişe Etkili Olma” başlıklı 2.maddesinde Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı ,“Görülmekte Olan Davalara İlişkin Uygulama” başlıklı 7. maddesinde de Türk Borçlar Kanunu'nun;kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. ,faize ilişkin 88. temerrüt faizine ilişkin 120. aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesinin, görülmekte olan davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür.Türk Borçlar Kanunu'nun “Kiracı Aleyhine Düzenleme Yasağı” başlıklı 346.maddesinin kamu düzenine ilişkin bir hüküm olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ancak 04.07.2012 tarihli 6353 Sayılı Kanun'un 53. maddesi ile değiştirilen 31.3.2012 tarihli 6217 Sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesine göre ”Kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddeleri 1/7/2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmüne göre kiracısı tacir ve tüzel kişi olan işyerlerinde Türk Borçlar Kanunu'nun 346. maddesi uygulanmayacaktır.Somut olayda, 01.06.2012 başlangıç ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraya verilen yerin lokanta olarak işletildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir sayılan kişiler olması halinde kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı T.B.K.nın 346. maddesi 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ertelendiğinden kiracı şayet tacir ise T.B.K.nın 346 maddesi uygulanamayacağından davalının T.T.K kapsamındaki tacir olup olmadığı hususu üzerinde durularak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile alacağın tümü üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) No'lu bentte yazılı nedenle kararın tahliyeye ilişkin kısmının ONANMASINA, (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın alacağa ilişkin kısmının BOZULMASINA, onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 23/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.