Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 625 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 17489 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, 1 adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların dava konusu edilen 1 No’lu parsele birlikte malik olduklarını, taşınmazın aynen bölünmesinin mümkün olmadığını belirterek, taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taşınmaza tarafların imar uygulaması sonucu paylı olarak malik olduklarını, davalının payına düşen kısımda davalının bir evinin bulunduğunu, paydaşlığın giderilmesi konusunda taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadığını, davayı kabul ettiklerini belirterek paydaşlığın satış yolu ile giderilmesini istemiştir.Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait oldu??u konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhtesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde, HMK.'nun 165/2. maddesi gereği ilgili tarafa görevli mahkemeye başvurması için uygun bir süre verilmelidir. Bu süre içinde içerisinde dava açılırsa sonucunun beklenmesi, açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 1 No’lu parsel üzerinde bulunan üç katlı bina ve müştemilatının davalıya ait olduğu iddia edilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonrasında inşaat mühendisi tarafından düzenlenen 3.9.2012 tarihli ek raporda bina ve müştemilatın değeri 104.522.40 TL olarak belirtilmiştir. Her ne kadar mahkemece bütünleyici parçanın aidiyeti konusunda taraflar arasında ittifak olmadığı belirtilerek oran kurulmaksızın satış parasının paylaştırılmasına karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde bina üzerinde hak iddiasında bulunan davalı tarafa bu konuda görevli mahkemede dava açması yönünden HMK.’nun 165/2.maddesi hükmü gereği süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.