MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesiİcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazının bulunmaması üzerine davacı icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunmuş mahkemece, davalıya ödeme emri tebligatının usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle istemin reddine karar verilmiştir.Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 18/07/2007 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşmeye dayanarak kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak takip yapılmasında ve dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.Borçluya gönderilen 13 Örnek ödeme emri borçlunun tatilde olduğundan bahisle Tebligat Kanununun 21.maddesine göre, dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye ise borçlu ile birlikte çalışanı . ..ye imzası karşılığı tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun vekili, yargılamaya katılmış ve ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü yargılama aşamasında ileri sürmüştür. Ancak davalı borçlu vekili, tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi süresinde de takibe itirazda bulunmamıştır.Bu durumda 27/08/2014 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra Mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30/03/2005 tarih ve 2005/6-190-220 ve 28/09/2005 tarih, 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Mahkemece işin esasının incelenmesi ve neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı vekilinin savunmasına değer verilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.