Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, nitelik itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiş olup, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, işyeri ihtiyacı nedeni ile tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.Olayımıza gelince; davacı önceki malikin halefi sıfatı ile açtığı davada, davaya konu taşınmazı 11.08.2010 tarihinde satın aldığını, davalının önceki malikin kiracısı olduğunu, kira sözleşmesinin 31.12.2010 tarihinde sona erdiğini, akdin yenilenmeyeceğinin ihtar edilmesine rağmen, kiralananın tahliye edilmediğini, davacının davaya konu kiralananda daha önce tahliye edilen taşınmazlarla birlikte, içkisiz restaurant işleteceğini, davalının söz konusu kiralananda içkili restaurant bar işlettiğini, bu nedenle kiralananın ihtiyaca uygun olduğunu bildirerek Davalının tahliyesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, kiralananın tescilli eski eser olduğunu, bu nedenle Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulundan izin alınmaksızın, işyeri açılamayacağını, davalının 1973 yılından itibaren ruhsatının olması neden ile kazınılmış hakkı nedeniyle kiralananı kullanabildiğini, davacının söz konusu işi yapıp yapamayacağının Koruma Kurulundan ve belediyeden sorulması gerektiğini, davacının asıl amacının söz konusu taşınmazda yüksek katlı otel yapmak olduğunu, bu nedenle belediyeye müracaatının da olduğunu, Amacının restaurant işletmek ise davacının daha önce tahliye ettirdiği bitişikteki yerlerin davacının ihtiyacı için yeterli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, taraf tanıkları dinlenerek, davacının yapmak istediği iş ile davalının yaptığı işin aynı nitelikte olduğundan, davacının kiralananda içkisiz restaurant işi yapabileceği, bu nedenle davacının ihtiyacının samimi ve zorunlu olduğu, davacının kiralananı bitişiğindeki dava dışı taşınmazlarla birlikte içkisiz restaurant olarak kullanmasınaengel bir halin bulunmadığı benimsenerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından delilleri toplanılmaksızın ve mahallinde keşif yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğinden temyiz edilmiştir.Davalının kiralananda, ihtiyaçlı davacının yapmak istediği işle aynı nitelikte iş yapıyor olması, yapılması istenen işin kiralanana uygun düştüğü kabul edilebilirse de, tek başına davacının ihtiyacının samimi, zorunlu ve gerçek olduğunu göstermez. Mahkemece, tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra, mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak, ticari hayattaki değişmeler ve gelişmeler de gözetilmek suretiyle, kiralanan ve bitişiğindeki davacıya ait yapıların, yapılmak istenilen işe uygun olup olmadığı, kiralanan tahliye edildiğinde, bitişiğindeki yapılarla birlikte kullanılma imkanı olup olmadığı, taşınmazın bitişiğindeki davalıya ait taşınmazların boş olması nedeni ile, davaya konu kiralananın da tahliyesinin zorunlu olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınarak, ihtiyacın samimi, gerçek ve zorunlu olup olmadığı değerlendirilerek, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde noksan tahkikatla davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.