Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5966 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11555 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/03/2013NUMARASI : 2011/543-2013/281Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı, davalı ve asli müdahil tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, kiracı tarafından açılan kâr kaybı ile faydalı ve zorunlu masraf alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne davacının yaptırdığı tadilatlar nedeniyle 41.250,00 TL nin davalıdan tahsiline, kâr kaybına ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm taraf vekilleri ile müdahale talep eden vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davaya müdahale talebi reddedilen M..Ç..vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalı vekilinin faydalı ve zorunlu masraf alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinde taşınmazın satılamayacağına dair düzenleme bulunduğunu, davalının taşınmazı dava dışı 3. kişiye sattığını, taşınmaza 40.000,00 TL masraf yaptığını, kiralananda yıllık 100.000,00 TL kâr hedeflediklerini belirterek, sözleşmenin bu şekilde haksız feshi nedeniyle şimdilik 8.000,00 TL menfi ve müspet zararın tahsilini istemiştir. Davalı vekili; davacının yeni malik tarafından tahliyeye zorlanmadığını, müvekilinin tapuda hissesinin ¼ olduğunu, davanın tüm hissedarlara yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının yaptırdığı tadilatlar nedeniyle 41.250 TL nin davalıdan tahsiline, kâr kaybı ile ilgili tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.2010 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesini kiracı davacı şirket ile, kiraya verenler olarak davalı A.. K.. ve dava dışı Leyla Ayık, T.. K.., A..K.. tarafından imzalanmıştır. Sözleşmede taşınmazın su toplama deposu olarak kullanılacağı yazılıdır. Sözleşmenin özel şartlar 6. maddesinde; “sözleşme süresi içerisinde mal sahibi yerin satışını yapamaz” hükmü, 8. maddesinde “mal sahibi süresi dolmadan yerin satışını yaparsa kiracının iş kaybı zararını karşılamakla yükümlüdür.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davaya konu taşınmazın tapu kayıt örneğinden ¼ er hisse olarak kiraya verenler adına kayıtlı iken taşınmazın tamamının 05.11.2010 tarihinde dava dışı Y.. Y.. a satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı kiracı, Borçlar Kanunu hükümlerine göre, kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu giderlerden alıp götürülmesi mümkün olmayan ve davalı kiraya veren tarafından benimsenenlerin yapıldıkları tarihler itibariyle bedellerini vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebilir. Ancak davalı A.. K..’ ın tapudaki hissesi ¼ olup, davalı bu hisseye düşen bedelden sorumludur. Mahkemece davacının taşınmaza yaptığı faydalı ve zorunlu masraflardan davalının hissesine düşen bedele hükmetmesi gerekirken, tamamından davalının sorumlu tutulması doğru değildir. 3-Davalı vekilinin ıslah ile ilgili temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 8.000,00 TL menfi ve müspet zararlarının tahsilini istemiştir. Davacı vekili davasını ıslah etmemiştir. 6100 sayılı HMK.26/1. maddesine göre "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." Mahkemece davacının davasını ıslah ettiği gerekçesiyle 41.250 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de harcı yatırılarak usulüne uygun olarak olarak verilmiş davanın ıslah edildiğine dair dilekçeye rastlanmamıştır. Bu durumda davacının mevcut talebine göre bir karar verilmesi gerekirken, talep dışına çıkılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (2) ve (3)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.