Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5847 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13166 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 04/12/2012NUMARASI : 2012/232-2012/264Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı şirket işletmesi olan "M.. A..'' Galeri'nin müvekkili şirketin düzenlediği fuara katılmak için 05.06.2008 tarihinde müvekkili şirkete başvurduğunu; başvurunun olumlu bulunarak davalı şirkete katılım sözleşmesi gönderildiğini ve imzalanmasının istendiğini; taraflar arasında 27.08.2008 tarihli katılım sözleşmesinin imzalandığını; sözleşmede davalı şirketin vadeli ödeme planını seçtiğini, 11.07.2008 tarihinde 3.220.00 Euro peşin. 01.08/01.09/01.10.2008 tarihlerinde de 3.220.00'şer Euro'luk taksitleri ödenmeyi kabul ettiğini; davalı şirketin peşinat ödeme tarihi olan 11.07.2008'den sonraki bir tarihte 27.08.2008 tarihinde sözleşmeyi imzaladığını, müvekkilinin sözleşmenin imzalanmasından itibaren davalı şirketin diğer edimleri ile birlikte peşinatı ve vadesi gelen taksitleri ödemesini defalarca sözlü ve yazılı olarak ihtar ettiğini, ancak davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranarak ne peşinatı ne de vadesi gelen taksitleri ödediğini; gerçekleştirilecek olan fuara 1 ay kalmasına rağmen davalı şirketin hiçbir ödeme yapmaması üzerine sözleşmenin 19.09.2008 tarihinde haklı sebeple müvekkili şirketçe feshedildiğini, bu durumda sözleşmenin 22. maddesine göre, hem sözleşme bedelini hem de sözleşme bedeli kadar cezai şartı talep etmeye hakları olduğunu, 22. madde gereği hak kazanılan bedel ve cezai şartın tahsili için Şişli 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/31815 sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlandığını , davalının haksız nedenlerle takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, alacağın ihtarname tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline , %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, 27.08.2008 tarihli sözleşmenin tek taraflı bir sözleşme olduğunu, sözleşmenin karşı tarafça imzalanmış nüshasını ilk kez dava vasıtası ile gördüklerini, sözleşmenin ön yüzündeki "Ödeme Planı" başlıklı bölümün hemen altında sözleşmenin davacı şirket tarafından onaylandığı gün itibari ile ve en geç 5 gün içinde sözleşmede belirtilen peşinatın ödeneceği düzenlemesinin yer aldığını, oysa ki onama şartının davacı yanca hiçbir şekilde yerine getirilmediğini, sözleşmenin "Vadeli Ödeme" başlıklı bölümünde yer alan ödeme vadelerinde peşinat ve ilk takside ilişkin tarihlerin müvekkili firmanın sözleşmeyi imzaladığı tarihten önceki tarihleri kapsadığını, bu hatalı durumun dahi taraflarca onaylanmış doğru bir ödeme planının mevcut olmadığını gösterdiğini, müvekkilinin davacı şirketten herhangi bir hizmet almadığını, davacı yanın hiçbir alacak hakkının doğmadığını ve zararı da bulunmadığını, davacının 19.09.2008 tarihli, Beyoğlu 16. Noterliği'nin 26485 yevmiye no.lıı ihtarnamesini göndererek, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeyi feshettiklerini müvekkili şirkete bildirdiğini, bu ihtarnameye 08.10.2008 tarihinde Beyoğlu 37. Noterliği'nin 27260 sayılı ihtarnamesi ile cevap verilerek, haksız taleplere karşı gereken itirazların yapıldığını, ancak davacı şirketin anılan icra dosyasıyla müvekkili aleyhine takibe başladığını, ayrıca müvekkili şirkete tahsis edilmiş olan fuar alanının fuarda Berlin Almanya'dan katılan Vonderbank Galerisine tahsis edildiğini belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin kurulduğu, ancak davalının sözleşmeyle yükümlendiği edimini yerine getirmediği, bu nedenle sözleşmenin 22 inci maddesinde düzenlenen bedelin tamamından ve bedel kadar cezai şarttan sorumlu olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir . Davalı tarafından, davacı şirketin organize ettiği 16 - 19 Ekim 2008 tarihindeki fuara katılmak için 27.08.2008 tarihinde ''fuar katılım sözleşmesi'' başlıklı sözleşmenin imzalanarak davacı şirkete gönderildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmede, sözleşme bedelinin ödeme tarihlerinin düzenlendiği kısmın alt kısımında ''..yukarıda detayları bulunan katılımcı, sözleşmenin ikon (davacı) tarafından onaylandığı gün itibariyle en geç beş iş günü içerisinde sözleşmede belirtilen peşinatı ödemekle yükümlüdür...'' ibaresi yer almaktadır. Davalı, bu ibareye dayanarak sözleşmenin tamamlanması için davacı tarafından imzalanarak ödeme planının kararlaştırılması gerektiğini, bu işlemlerin yapılmadığını, sözleşmenin davacı tarafından imzalanan halini ilk defa dava sırasında gördüklerini ileri sürerek öncelikle sözleşmenin tamamlanmadığını savunmaktadır. Davacının delilleri arasında yer alan e-posta mesajları incelendiğinde sözleşmenin imzalanmasından sonraki tarihlerde sözleşmenin ifası için tarafların çalışanları arasında yazışmalar yapıldığı, davalının fuarda sergileyeceği görsellere ilişkin olarak katalog çalışmalarında kullanılmak üzere bir kısım dökümanları davacıya gönderdiği, davalı çalışanının 16.09.2008 tarihli mail ile fuarda yer alacak görevli ve sanatçı fotoğraflarını davacıya gönderdiği dikkate alınarak mahkemece taraflar arasında sözleşmenin kurulduğunun kabul edilmiş olmasında bir yanlışlık yoktur. Davalının bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin henüz fuar tarihi gelmeden 19.09.2008 tarihli fesih ihtarı ile davacı tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalının sözleşmenin 22 inci maddesine aykırı hareket ettiğinden bahisle, bu madde kapsamında sözleşme bedelinden ve bedel kadar cezai şarttan sorumlu olduğunu ileri sürmektedir. Sözleşmenin 22. maddesinde ''.. katılımcının sözleşme şartlarına uymaması veya sözleşme bedelinin tamamını veya bir kısmını ödemekte temerrüde düşmesi halinde ikon sözleşme bedeli ile bedel kadar cezai şartı talep etmek ve/veya fesih hakkına sahiptir...'' şeklindeki düzenleme yer almaktadır. Davada çözümü gereken uyuşmazlık, sözleşme bedelinin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin kiraya veren tarafından feshedilmesi durumunda sözleşmenin 22. maddesi kapsamında davalı yönünden bedelin tamamı ve cezai şart ödenmesini gerektirip gerektirmediği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin sözleşme bedelinin ödenme biçimine ilişkin kısmında sözleşme bedelinin biri peşin, diğerleri belirtilen tarihlerde olmak üzere son ödemenin 1 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirileceği belirtildikten sonra, bu düzenlemenin alt kısmında ''..katılımcı, sözleşmenin ikon (davacı) tarafından onaylandığı gün itibariyle en geç beş iş günü içerisinde sözleşmede belirtilen peşinatı ödemekle yükümlüdür. Öngörülen süre içerisinde gerekli ödemenin gerçekleştirilmemesi durumunda ikon sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme ve yapılmış peşin ödemeyi cezai şart olarak uhdesinde tutma hakkına sahiptir.'' ibaresine yer verilmiştir. Henüz fuar tarihi gelmeden davacı tarafından sözleşme bedelin ödenmemesi nedeniyle feshedildiğine göre, belirtilen bu hüküm üzerinde durularak ve davalıya tahsis edilen yerin başka bir firmaya kiralanıp kiralanmadığı da araştırılmak suretiyle fesih tarihi itibariyle feshin haklı nedene dayandığının tespiti durumunda, yukarıda belirtilen sözleşme hükmüne göre sadece ödenmesi gereken peşinatın davacı uhdesinde kalacağı gözetilerek davalının sözleşme bedelinin peşinat kısmından sorumlu olacak şekilde karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile sözleşmenin 22 inci maddesine göre sözleşme bedelinin tamamına ve bu bedel kadar cezai şarta karar verilmesi doğru olmamıştır.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.