MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 20/02/2013NUMARASI : 2011/57-2013/34 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı cezai şart alacağı ile kira bedellerinin iadesi davası ile birleşen cezai şart ile kira alacağı davalarına dair karar davacı/birleşen dava davalısı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava, kira akdinin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle cezai şart alacağı ile fazla ödenen kira bedellerinin iadesi istemine ,birleşen dava ise kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle cezai şart alacağı ile kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece,asıl davanın reddine,birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen dava davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı/birleşen dava davalısı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında 11.09.2007 tarihli "özel halk otobüsü intifa sözleşmesi" akdediğini, bu sözleşmeye göre mülkiyeti davalıya ait olan özel halk otobüsünün müvekkiline devredildiğini, bu hakkın kullanımına dair olmak üzere, davalı tarafından müvekkiline 05.09.2007 tarihinde vekaletname verildiğini,davalının "özel halk otobüsü intifa sözleşmesi" ni gerekçesiz ve tek taraflı olarak haksız bir şekilde bozmakla sözleşmeyi ihlal ettiğini, bu sözleşmeden kaynaklanan ve altında imzası bulunan ve taahhüdüne bağlı cezai şartı olan 25.000,00 Euro'nun, bugünkü Türk Lirası karşılığı 56.165,00 TL olarak müvekkiline ödenmesini, davaya konu sözleşme gereği davalının banka araç kredisi hesabına yatırılan aylık taksitler bakımından fazladan ödediği toplam 12.835,00 TL nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini istemiştir. Davalı/birleşen dava davacısı vekili,kira bedellerinin ödenmediğini belirterek asıl davanın reddini savunmuştur. Davalı/birleşen dava davacısı dava dilekçesinde, davalı kiracının kira bedellerini kira sözleşmesinde kararlaştırıldığı şekilde bankaya yatırmadığını bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini belirterek kira sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken 25.000 euronun tahsili ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik ödenmeyen 7.500,00 TL kira bedellerinin tahsilini istemiş,yargılama aşamasında ıslah ile kira alacağı istemini 63.244,59 TL.e,cezai şart istemini ise 41.742,00 TL.e yükseltmiştir.Davacı/birleşen dava davalısı, kira bedellerinin kira sözleşmesinde kararlaştırıldığı gibi bankaya yatırıldığını, ödemeye ilişkin dekontların da elinde bulunduğunu belirterek birleşen davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,asıl davanın reddine,birleşen davanın kabulü ile kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davacının kira sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinden bahisle sözleşmenin yürürlükte kaldığı 17 ay için ödenmesi gereken intifa bedelinden ödenen 4.755,41 TL'nin mahsubu neticesinde kalan 63.244,59 TL intifa ücretinin ve 41.742,00 TL cezai şart bedelinin davacı/birleşen dava davalısından tahsiline karar verilmiştir. 1-Davacı/birleşen dava davalısının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince ; Taraflar arasında 11.09.2007 başlangıç tarihli özel halk otobüsü intifa sözleşmesinin varlığı ile 4.000,00 TL kira bedelinin kiraya verenin Vakıflar Bankası'ndan kullandığı araç kredisi borcuna yatırılacağı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık kira bedellerinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı/birleşen dava davalısı ödemeye ilişkin dekontların elinde bulunduğunu ileri sürse de davalı/birleşen dava davacısı dekontların ödeme nedeniyle kiracı elinde bulunduğunu inkar etmiştir.Bu durumda mahkemece kiracı elinde bulunan dekontlara ait ödemelerin kim tarafından yapıldığının ilgili bankadan sorulmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu konuda araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. 2-Davacı/birleşen dava davalısının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince ;Taraflar arasında akdedilen 11.09.2007 başlangıç tarihli sözleşmenin 4. maddesi ile taraflardan birisinin sözleşme şartlarına aykırı hareket etmesi halinde ,sözleşmeye aykırı hareket eden tarafın diğer tarafa 25.000 Euro cezai şart ödeneceği kabul ve taahhüt edilmiştir. Dosya kapsamına göre, kiralananın Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi bir yer olduğu anlaşılmaktadır. Kira akdinin sona erme sebeplerinden biri de kiracının temerrütü olup kira parasının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 315.maddesinde (818 sayılı BK.nun 260.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre, istenen kira parasının muaccel(istenebilir) olması ve kira bedelinin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür.Birleşen dava davacısı cezai şart istemini kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin şartlarına aykırı hareket edilmesine dayandırmıştır. Ne var ki, davacının gönderdiği sözleşmenin feshine ilişkin 09.03.2009 tarihli ihtarname kiracının temerrüdünü düzenleyen ve az yukarıda açıklanan yasanın emredici hükmüne aykırı olduğundan, hukuki sonuç doğurmaz. Kiranın geç ödenmesinin müeyyidesi Kanunda yer aldığından, geç ödeme cezai şartla ilgili olan sözleşmeye aykırılık halini oluşturmaz. Bu nedenle, mahkemece cezai şart isteminin tümden reddi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan kiracı elinde bulunan dekontlara ait ödemelerin kim tarafından yapıldığına ilişkin araştırma sonucuna göre kira alacağı yönünden hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dava davalısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.