Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 573 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7962 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Alacak-tazminatMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak- tazminat davasına dair karar, davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava, kiracının açtığı imalat bedellerinin tahsili, karşı dava kiraya veren tarafından açılan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanmış yazılı sözleşme bulunmadığından asıl ve karşı davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesinde, davalıya ait binanın oto tamir atölyesi olarak kiralandığını, binanın boş ve harap vaziyette olduğunu, binanın atölye olması için masraf yapıldığını, Nisan ayı içerisinde taşınmaza gittiklerinde davalı tarafından taşınmazın kilidini değiştirmiş olduğunu, kiralanana alınmadıklarını, malzemelerinin taşınmazda kaldığını, taşınmazda içerisine girilmeden tespit yaptıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla şimdilik 20.000 TL nin tahsilini istemiştir. Davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; arada kira ilişkisi kurulmadığını, ... isimli şahısların şirket adına kira sözleşmesi yapmak için müvekkiliyle görüştüğünü, kontrat hazırlandığını, şirket yetkilisi olmadıklarından sözlşmeye bu kişilerin kefil sıfatıyla imza attığını, şirket yetkilileriyle görüşüp değerlendireceklerini söylediklerini, anahtarın kısa süreliğine istendiğini ve anahtarın verildiğini, ancak daha sonra sözlşme yapmaya gelmediklerini, telefon görüşmelerinden sonuç çıkmadığını ve bu şekilde kira ilişkisi kurulamadığını, daha sonra da taşınmazı 01.05.2009 tarihinde boş ve terkedilmiş vaziyette bırakıp gittiklerini belirterek, asıl davanın reddini, karşı davada ise anahtar teslim tarihi olan 26.12.2008 tarihinden 01.05.2009 tarihine kadar taşınmazın haksız olarak işgali nedeniyle 26.000 TL kira kaybının tahsilini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanmış yazılı sözleşme bulunmadığından asıl ve karşı davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 01.01.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin hazırlandığı, sözleşmede kiraya veren olarak ... ve ..., kiracı olarak davacı/karşı davalı şirket olarak yazıldığı ancak sözleşmede tarafların imzasının bulunmadığı, sözleşmenin ... tarfından kefil olarak imzalandığı anlaşılmaktadır. Bu aşamadan sonra davalı/karşı davacının kabulünde olduğu üzere taşınmazın anahtarı kiracıya teslim edilmiş, taşınmazın zilyetliği de devredilmiştir. Taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, kiracının da iyiniyetli olarak imalatlar yaptığı kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu ve bu akdi ilişkinin varlığı dikkate alınarak asıl ve karşı dava yönünden bir karar verilmesi gerekirken taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenle davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca karşı davada verilen hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.