MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat (birleşen davada-itirazın iptali) davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava, kiracı tarafından açılan kira sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, birleşen dava kiraya veren tarafından açılan hasar bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemlerine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile, 1.000-TL maddi, 2.000-TL manevi tazminatın tahsiline, birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm her iki dava yönünden davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin kiracı olduğu ve cafe olarak işlettiği taşınmazı davalı şirketin satın aldığını ve kendisine hiçbir ihtar yapmadan taşınmazın bulunduğu iş hanını yıkmaya başladığını, tahliyeyi sağlayabilmek için elektrik sayacını söktüğünü, işhanı girişini kapattığını, merdivenleri tahrip edip müşterilerin cafeye gelmesini engellediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla işyerine yaptığı masraflar için 1.000,-TL, müşteri kaybı nedeniyle 1.000,-TL, işyeri devir bedeli olarak 1.000,-TL, umulan gelir kaybı nedeniyle 1.000,-TL, çalıştırılan işçi nedeniyle uğranılan kayıp için 1.000,-TL ile manevi tazminat olarak 5.000-TL olmak üzere toplam 10.000-TL nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen dosya ile de; kiracı tarafından taşınmazın terk edildiğini, tahliye sırasında da taşınmazda bulunan demirbaşlara zarar verildiğini, mevcut zararı ve taşınmazın tahliye edilmiş olduğun hususunun ......... ........... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/33 D.iş sayılı dosyasıyla tespit ettirdiğini, bu dosyada belirtilen hasar bedelinin tahsili amaçlı takip başlattığını ancak kiracının haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile %20 oranında icra-inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davalı-birleşen dosya davacısının hukuki yollara başvurmaksızın asıl davacının kiracı olarak bulunduğu bağımsız bölümünde dahil olduğu ana gayri menkulde yıkım işlemlerine başladığı, davacının da yıkım nedeniyle işletmesinde ticari faaliyeti sürdüremediğinden taşınmazı gayri hukuki bir şekilde tahliye etmek zorunda kaldığını, alınan bilirkişi raporu ile de oluşan zararın tespit ettirildiğini belirterek, yapılan icra takibine ilişkin itirazın iptali davasının iyi niyet kurallarına uygun olmadığından reddedildiğini, asıl dava yönünden ise; mevcut zararın tespiti sonucunda kiracı işletmenin 2012 ve 2013 yılında zarar ettiği, dolayısıyla müşteri kaybından kaynaklı zararının tespit edilemediği, gelir kaybının mevcut olmadığı, mesken olarak kiralanan iş yerine yapılan giderlerin kiralayandan talep edilmesinin mümkün olmadığı, devir parasının istenmesinin yasal anlamda mümkün olmadığı, sadece çalışan işçiler nedeniyle zararının bulunduğu belirtilerek maddi anlamda işçilere ödenen miktar yönünden talebin kabulü ile, davalının hukuksal yollara başvurmaksızın kiracı davacıyı tahliyeye zorlaması, davacının iş ve ticari yaşamına yönelik saldırı niteliğinde olduğundan manevi tazminata yönelik talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalının birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazları ile davacı ve davalının asıl davaya ilişkin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin kiralanana yapılan imalat bedellerinin tahsili talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı kiracının kiralanana yaptırdığı faydalı ve zorunlu imalatlar taşınmazın tahliyesinden sonra kiraya verene ya da mal sahibine kalacağına göre mal sahibinin sebepsiz zenginleşmesi söz konusu olacaktır. Bu durumda kiracı tarafından taşınmaza yapılan faydalı ve zorunlu imalatlar ile ilgili uyuşmazlıklar dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanun'unun 526 vd. maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümlerine göre masraf ve harcamaların kiraya verenden istenebilmesi mümkündür. Davada dayanılan ve uyuşmazlık konusu olmayan 15.10.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kiralananın " .......’’ olarak kullanılacağı belirtilmiş olup, mesken niteliğindeki taşınmazın kiraya verenin muvafakatı ile işyeri olarak kullanılmasına yönelik yapılan masrafların davacı kiracı tarafından talep edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gözetilerek Mahkemece yapılan imalatların neler olduğu tespit edilip yapıldığı tarihteki değerlerinden yıpranma payı düşülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu talebin reddine karar verilmesi doğru değildir.3-Davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunun 2........... ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'un ..........9. maddeleri gereğince, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesini isteyebilir. Olayda; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine aykırı davranış ile davacının kişilik haklarına saldırı yapıldığından bahsedilemeyeceği gibi, haksız tahliye kararı durumunda, manevi tazminat ile sorumlu tutulacağına ilişkin bir düzenleme de bulunmadığına göre, davacının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi de hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ: SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davaya ilişkin hükmün ONANMASINA, yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı ve davalının temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davaya ilişkin hükmün BOZULMASINA ve istek halinde aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 05/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.