Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5704 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10296 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.01.2008 başlangıç, 31.12.2015 bitiş tarihli kira sözleşmesi ile Akköy Döşeme Mevkii 1926, 2047 ve 2043 parsel sayılı taşınmazları davalıya kiraladığını, kira bedelinin sözleşmede yazılmadığını, mahalli geleneğe göre kira süresinin sonunda elde edilecek gelire göre %30-50 arasında belirleneceğinin kararlaştırıldığını, davalının 2008, 2009 ve 2010 yılları kira bedellerini ödemediğini, yıllık 6.000.-TL den toplam 18.000,-TL kira alacağının tahsili için takip başlattıklarını ancak davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, şimdilik 18.000-TL üzerinden itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiş, daha sonra 27.11.2012 havale tarihli ıslah dilekçesini sunmuş ve bu dilekçede; mahkemece kira ilişkisi kabul edilmez ise talebinin ecrimisil olarak değerlendirilmesini, davalının bu taşınmazları ekip dikerek kazanç elde ettiğini, bu nedenle dava dilekçesinde davanın niteliğini (konusunu), müddeabih kısmı hariç olmak üzere bağımsız kira alacağından ecrimisil tazminatına ıslah ettiklerini bildirmiştir.Davalı vekili ise; kira sözleşmesi olarak sunulan belgelerde bedel kısmı yazılmadığından kiracılık ilişkisinin söz konusu olamayacağını, sözleşmenin taraflar arasında danışıklı olarak düzenlendiğini ve doğrudan gelir desteği almak için kullanıldığını, kira ilişkisinin mevcut olmadığını, bu nedenle de davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının ıslah talebi değerlendirilerek; itirazın iptali davasında sadece ilgili icra dosyasındaki takibe yapılan itirazın iptali istenebileceği, takip dayanağı alacağın niteliğinin ıslahla değiştirilemeyeceği belirtilerek ıslaha itibar edilmemiş, sunulan kira sözleşmesinde de kira bedeli belirtilmediğinden sözleşmenin kira sözleşmesi niteliğini taşımayacağını, bu nedenle de alacağın varlığının sözleşme ile kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.HMK.nun 176-182 maddelerinde düzenlenen ıslah kurumu, davacı veya davalının iddianın ve savunmanın değiştirilmesi yasağı kapsamındaki usul işlemlerini, karşı tarafın iznine ve hakimin onayına bağlı olmaksızın, belli kurallar çerçevesinde düzeltilmesini sağlayan bir hukuksal çözümdür. Burada söz konusu olan var olan davanın ıslah edilmesidir. Bu bağlamda davanın açılması ile meydana gelen hüküm ve sonuçlar, tarafların davacı ya da davalı sıfatları vb. geçerliliğini korumaktadır. Islah talebinde bulunan davacı, bu yöntemle davada dayandığı hukuki sebebi veya talep sonucunu değiştirebilir. Dava konusu olayda da; davacının ödenmeyen kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebini bırakarak, alacak miktarını değiştirmeden talebini ecrimisil alacağı davasına dönüştürdüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davacının ecrimisil talebi ile ilgili değerlendirme yapılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 05/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.