MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/03/2012NUMARASI : 2011/51-2012/51Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı el atmanın önlenmesi-ecrimisil davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiralayan tarafından açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece davalı alt kiracının kiralanandan tahliyesine ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, taşınmazın ¾ payının davacıya ait olduğunu, davacının söz konusu payı dava dışı S.H..’na kiraya verdiği halde, davalının taşınmazın bir kısmını işgal ettiğini, davalıya keşide edilen 11.02.2010 tarihli ihtarname ile kira paralarının bundan böyle davacı vakfa ödenmesinin ihtar edildiğini ancak davalının bunu kabul etmediğini belirterek davacı vakıf ile alt kiracı olan davalı arasında kira ilişkisi kurulduğunun tespiti ile kira paralarının tahsiline, bu talep kabul görmediği takdirde davalının haksız işgalinin sona erdirilerek taşınmazdan tahliyesine ve şimdilik 8.000 TL haksız işgal tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili; davacı vakıf ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını, taşınmazın dava dışı davacının kiracısı S..H... tarafından kendilerine kiralandığını, kira paralarının sözleşmenin tarafı olan S..l H..'na ödendiğini, asıl kira ilişkisinin davacının tek yanlı bildirimi ile sona ermeyeceğini, asıl kira ilişkisi usulüne uygun şekilde ortadan kalkmadan alt kiracıya karşı dava açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının keşide ettiği 11.02.2010 tarihli ihtarname ile S..H....nun kiracılık sıfatını yitirdiği, kiralayan ile asıl kiracı arasındaki sözleşmenin sona ermesi ile birlikte alt kiracı olan davalının kullanma hakkının da ortadan kalktığı gerekçesi ile davalının kiralanandan tahliyesine ancak davalının kullanımının kötü niyete dayanmadığından ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davacı kiralananın ¾ payına malik olup davacının bu payını 01.03.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava dışı S.. H..’na kiraya verdiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyaya sunulan 01.06.2009 başlangıç tarihi ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile dava dışı S..H..u'nun taşınmazın bir kısmını davalıya kiraladığı anlaşılmaktır. Davacı, 01.03.2009 başlangıç tarihli asıl kira ilişkisinin 11.02.2010 tarihinde tek yanlı olarak keşide edilen noter ihtarı ile ortadan kalktığı buna bağlı davalı alt kiracının taşınmazı kullanma hakkını yitirdiği iddiasına dayanmıştır. Ne var ki bir kira sözleşmesinin feshi ya mahkeme kararı ile, veya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya da kiralananın yok olması ile mümkündür. Söz konusu kira sözleşmesinin usulüne uygun olarak açılan tahliye davası ile veya tarafların karşılıklı irade beyanları ile veya kiralananın tamamen yok olması ile sona erdiğine ilişkin dosyaya bir belge sunulmamıştır. Davacının kendi kiracısı ile düzenlediği kira sözleşmesi usulüne uygun olarak feshedilmediğinden veya kiracının tahliyesi için tahliye davası açılmadığından sözleşme tüm hükümleri ile geçerli olup tarafları bağlar. Kiralayan tarafından düzenlenen tek taraflı feshi ihbar ile kira sözleşmesinin sona erdirilmesi ve buna bağlı olarak davalı alt kiracının fuzuli şagil olduğundan bahsedilmesi mümkün değildir. Davacı kendi kiracısına yönelik akdin feshi ve tahliye davası açtığından veya sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğinden bahsetmemiştir. Bu durum karşısında alt kiracı olan davalının kullanma hakkını yitirdiğinden söz edilemeyeceğinden davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan davalı aynı zamanda taşınmazın ¼ paydaşı olan dava dışı Hızır Hacısüleymanoğlu'nun da kiracısı olup, davalının bu paya yönelik kiracılığının devam ettiğinin gözetilmemesi de hatalıdır.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.