Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye-alacak davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece iki haklı ihtarın koşulları oluşmadığından tahliye yönünden davanın reddine, alacak yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tahliye isteminin reddine dair kararın bozulması istemi ile temyiz edilmiştir. Borçlar Kanununun 260.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının muaccel (istenebilir) olması ve bu kira bedelinin verilen otuz (30) günlük sürede ödenmemiş bulunması ve ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir. Bundan ayrı, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse bu hususta gözönünde tutulmalıdır. Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödemede geçerlidir. Somut olayda; davacı tarafından BK 260. maddesi uyarınca temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi talep edildiği halde mahkemece sözleşmede muacceliyet şartının bulunduğu ve iki haklı ihtar nedeni ile tahliye koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile tahliye isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.