Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava çeyiz senedinde yazılı eşyaların ve ziynetlerin mevcutsa aynen mevcut değilse bedelinin tahsiline ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere çeyiz senedinde yazılı eşyaların hüküm altına alınmış bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin ziynet alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı aleyhine Kayseri 1 Aile Mahkemesi'nin 2009/177 E sayılı evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtıklarını ve davanın halen derdest olduğunu,müşterek haneden ayrılmak zorunda kaldığını, evlenirken baba evinden getirdiği ve kendisine ait çeyiz eşyalarının halen davalının evinde kaldığını,eşyaların 25.10.2006 tarihli çeyiz senedinde yazılı bulunduğunu belirterek çeyiz senedinde yazılı müvekkiline ait ziynet ile eşyaların mevcutsa aynen mevcut değilse bedelinin tahsilini istemiştir.Davalı vekili ise tarafların 2006 yılında evlendiklerini 3 ay evli kaldıklarını,davacının kötü niyetli olduğunu çeyiz senedinde yazılı eşyaların bir kısmı davalıya ait bulunduğunu şu an davalı elinde davacıya ait eşya ve ziynet bulunmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı, delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğu halde davacı, ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etmeyeceğini bildirmiştir. Bunun üzerine mahkemece, davacıya re'sen yemin teklif edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Re'sen yemin, HUMK.nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 355.madde'de, mahkemenin vereceği hükmü iki taraftan birinin yemin etmesine talik edebilir hükmü öngörüldükten sonra, 356.madde'de re'sen yemin teklif edebilmenin iki şartın gerçekleşmesine bağlı olduğu açıklanmıştır. Bunlar, davanın kati deliller ile ispat edilmemiş olması ve ispat için ortaya konulan delillerin hüküm verilecek derecede kanaat hasıl etmemesidir. Görüldüğü gibi, re'sen teklif edilen yemin hakimin, dava konusu olay hakkında tam bir kanaata varamaması halinde, kanaatini kuvvetlendirmek bakımından diğerine göre delilleri daha kuvvetli olan tarafa yönelttiği yemindir. Bu açıklamaların ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı ziynetlerle ilgili iddiasını kanıtlayamadığına göre, ziynetlerle ilgili davanın reddi gerekirken ıspat yükü davacıda olduğu halde mahkemece re'sen davacıya tamamlayıcı yemin teklifi üzerine, davacının eda ettiği yemine göre ziynetler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir SONUÇ:Hükmün yukarda 2 nolu bentte yazılı nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.