Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5651 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3293 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Sulh ... MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı ve davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av... .... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanın sözlü beyanı dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kefil tarafından açılan menfi tespit davası olup, yargılama sırasında davalı kiralayana icra tehdidi adı altında ve borçlu olmamasına rağmen ödemiş olduğu paranın istirdadı istemine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, borçlu davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı kefil dava dilekçesinde, davalının müvekkili hakkında ......... .... İcra Müdürlüğünün .... takip sayılı dosyası ile yapılan takibe davacı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, bu dosyada itirazın iptali veya kaldırılması talep edilmeden, davalı tarafından ......... .... İcra ... Mahkemesinin .... takip sayılı dosyası ile aynı döneme ait mükerrer takip yapıldığını, itiraz süresinin kaçırıldığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuş, dava açıldıktan sonra dosya borcunun ödenmesi nedeniyle ödenen kira bedelinin istirdatına karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde, ......... .... İcra Müdürlüğünün .... takip sayılı dosyası ile yapılan takibe davacı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu ve ödeme emrinin iptal edildiğini, bu durumun aynı alacağa ilişkin olarak yeniden icra takibi yapılmasına engel olmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı tarafından yapılan mükerrer takip nedeniyle davanın kabulü ile davalıya ödenen ....875 TL nin istirdatına ve icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir. ...-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir....-Davacı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; İİK.nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklı aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacaktır. Bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre zamanaşımı süresi içinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. Benzer şekilde İİK 269/... maddesinde de, “İtiraz takibi durdurur. İtirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istemiyen alacaklı, bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yoluyla takip yapamaz.” 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK.)’nun "menfî tespit ve istirdat davaları" başlıklı 72nci maddesinin .... fıkrası; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfî tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.Alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. (İİK.nun 72/... m.) Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacaktır. Zira, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK.)'nun 72 maddesi uyarınca menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin .... fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir.Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İİK.nun 72/5inci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir.Nitekim aynı ilkeler, H.G.K.'nun ....03.2010 gün ve 2010/...-123 E. 2010/154 K; ........2011 sayılı ve 2011/...-576 E. 2011/747 K ve ....03.2013 gün ve E:2012/...-778, K: 2013/250 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında; Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının kötüniyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı, ....01.2015 tarihinde eldeki davayı açmış, kira alacağını 26.02.2015 tarihinde icra dairesine ödemiştir. Davalı kiralayanın mükerrer takip yapmakla kötüniyetli olduğu sabittir. Bu durumda Mahkemece davacının kötüniyet tazminatı isteminin yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda (...) No'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 Sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici ....madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 04/.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.