Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5505 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9026 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tahliye ve alacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, ödenmeyen kira alacağının tahsili ile taşınmazın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ...'ün ... adresinde bulunan taşınmazı 26/08/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını, Cumhuriyet Savcısı olan davalı ...'ün ... Cumhuriyet Savcılığından ... Cumhuriyet Savcılığına atandığından ATGV Konut Yönetmeliğinin 19. Maddesindeki iki aylık süre dolduktan sonra 06/09/2015 tarihinde lojmanı boşaltması gerekirken bu tarihte lojmanı tahliye etmediğini, görev süresi bitmesine rağmen lojmanların boşaltılmamasının lojman sırası bekleyenler yönünden büyük haksızlıklar meydana getirdiğini ve bu haksız kullanımın da büyük maddi zarar verdiğini belirterek davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesini ve 6.466,45 TL kira alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davalının tacir veya kamu tüzel kişisi olmadığı bu nedenle HMK.17. maddesinin uygulanamayacağı, taraflar arasındaki yetki sözleşmesi HMK.nun yürürlüğe girmesinden önce yapılmışsa da yetki sözleşmesinin geçerli olması ile zaman bakımından uygulanması kavramlarının birbirinden farklı olduğu, maddi hukuk bakımından geçerli olan bir sözleşmenin usul hukuku bakımından uygulanamayabileceği, nitekim HMK’nun 448.maddesinde; kanun hükümlerinin, tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağının belirtildiği, HMK yürürlüğe girdikten sonra, taraflar arasında HMK yürürlüğe girmeden önce yapılan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir.Kira alacağı davalarında hangi mahkemenin yetkili olduğu genel yetki kurallarına göre belirlenir. HMK’nın 6. maddesi hükmü gereğince davalı kiracının ikametgah mahkemesi yetkili olduğu gibi aynı Yasanın 10.maddesi ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 89.maddesi gereğince kira borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olması nedeniyle davacının ikametgah mahkemesi de yetkilidir. Kural olarak davanın konusu sözleşmeden doğan para borcu olup da olayımızda olduğu gibi sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu alacaklının (davacının) ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Bir başka anlatımla kira parası kiraya verenin ayağına götürülüp ödenecek borçlardandır. Bu nedenle davacı alacaklının ikametgah mahkemesi olan davaya bakan mahkeme de yetkili olduğundan işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.