MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mah. Sıfatı İle)DAVA TÜRÜ : Eşya alacağıMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı ve davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, çeyiz senedi uyarınca yirmi beş kalem halinde belirlenen çeyiz ve ziynet eşyasının bedelinin ödenmesine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına toplanan delillere ve mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin çeyiz senedinde yazılı ziynet eşyaları dışında kalan eşyalara yönelik temyiz itirazlarına gelince ; Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilesinin davalı ... ile evlenmesi sırasında davada dayanılan çeyiz senedinin düzenlendiğini, davalıların bu çeyiz senedi ile taahhüt edilen eşyaların aynen veya nakden ödenmediğini, çeyiz eşya senedinde geçen tüm eşyaların davalılar tarafından taahhüt edildiğini, belirterek eşyaların bedellerinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili davalılardan ...’nun adi kefil olduğunu, BK 486. Maddesine göre asıl borçlu ile birlikte dava açılamayacağını, Muhittin yönünden davanın reddine karar verilmesini, Türkiye’de altınlar dışında belirtilen eşyalardan sadece yatak odası alındığını, davacının bu takımı da eskidiğinden başkasına bağışladığını, Danimarka’da diğer eşyaların teslim edildiğini, Danimarka’da tarafların boşanmalarına karar verilmesi sonucunda dava konusu eşyaların ilgili kurumun kararıyla müşterek konutla birlikte davacıya bırakıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Dosya kapsamı itibariyle davacı ile davalılardan ...’nun evlenmeleri sırasında 13/07/2000 tarihli “mihir senedi” başlıklı bir belge düzenlenmiş, bu senet ile davalılar toplam 55.000 TL değer takdir edilen dava konusu yirmi beş kalem eşya ve ziynetin davacının, kendi malı olduğunu, herhangi bir anlaşmazlık olduğunda ...’nun borçlu, babası ...’nun kefil olduğu borçluların mihir senedini kabul ettikleri yazılıdır. Tarafların evlendikten sonra yurt dışında yaşadıkları sırada Danimarka Valiliğinin 03/09/2009 tarihinde ayrılık kararı verdiği ve kararda tarafların müşterek adresindeki kiralık daire haklarının bayana bırakıldığının yazılı olduğu, yabancı ülke idari birimince verilen 06/05/2010 tarihli kararda ise tarafların boşanmalarına karar verildiği, ayrılık kararındaki şartların geçerli olacağının belirtildiği görülmüş, Daire geri çevirme kararı ile getirtilen boşanma dava dosyası içerisindeki bu kararlarda eşyalardan bahsedilmediği anlaşılmıştır.Asıl borçlu ... hakkında davacı tarafından ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/662 Esas sayılı dosyası üzerinde nafaka alacağı konusunda yapılan icra takibinin sonuçsuz kaldığı, haczi kabil malı bulunmadığı anlaşıldığından, davalı kefil ... hakkında da dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Dava konusu mihir eşyaları taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıları bağlar. Dolayısıyla davalılar senette belirtilen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlamak zorundadır. Senet gereğinin yerine getirildiği konusunda tanık dinlenmesi ve tanık beyanlarının hükme esas alınması mümkün değildir. Senette eşyaların davacıya ait olduğu kararlaştırıldığından davalıların sözleşmeye aykırı davranmaları halinde bunların iadesinden ya da bedellerinden sorumlu tutulmaları gerekir. Mahkemece her ne kadar tarafların Danimarka’da birlikte ikamet ettikleri eşyalı evin davacı ...‘e bırakıldığı, senetteki ziynet dışındaki eşyaların da davalının kullandığı evde bulunduğu kabul edilmiş ise de Daire geri çevirme kararı ile getirtilen boşanma dava dosyası içerisindeki yabancı ülke idari makamının kararında eşyalardan bahsedilmediği anlaşıldığından ziynet dışındaki eşyaların davacıya verildiğinin kabulü doğru değildir. Davalılar dava konusu eşyaların davacıya verildiğini sundukları delillerle kanıtlayamamışlardır. Bununla birlikte davalılar vekili 06/12/2010 tarihli delil listesinde açıkça yemin deliline de dayandığından davalı yana çeyiz senedinde belirtilen eşyaların davacıya verildiği konusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece uyuşmazlıkta ispat külfetinin davalı tarafta olduğu gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.