MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : TazminatMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında 28/02/2007 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, davalı ve arkadaşlarının tahliyeyi sağlamak için kira sözleşmesine konu işletmeye çilingir marifetiyle girerek taşınmaz zilyetliğine tecavüz ettiklerini, haksız işgalin önlenmesi ile taşınmazın teslimi için tedbir istemli olarak açılan davada verilen ihtiyati tedbir kararı ile davaya konu işletmenin müvekkiline teslim edildiğini, davalının davaya konu işletmeyi haksız olarak işgal ettiği 11.03.2010 tarihinden işletmenin mahkeme kararı ile teslim alındığı 23.03.2010 tarihine kadar çalıştırılamadığını, müvekkilinin ticari itibarının sarsıldığını, kazanç kaybına uğradığını, yaşadığı üzüntü ve stres neticesinde manevi zarara uğradığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere uğranılan kazanç kaybından dolayı 1.000,00 TL, manevi zarara karşılık 10.000,00 TL olmak üzere 11.000,00 TL tutarındaki tazminatın, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kira ilişkisine dayanmadığı salt haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince, kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile, bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HUMK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Davadaki uyuşmazlık da, davacı kiracı tarafından açılan, kiralanana davalı kiralayanın haksız müdahalesi sonucu çalışılamayan süre nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olup, dava 6100 Sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra 30.04.2014 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının kira sözleşmesine aykırı davranmasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden iadesine, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.