Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5219 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14557 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/07/2013NUMARASI : 2009/288-2013/188Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, kiralananda meydana gelen yangın nedeniyle 36.465 TL tazminatın tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 10.4.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile davacıya ait mesken davalıya kiralanmıştır. Kiralanan davalı yanın kullanımında iken 27.6.2009 tarihinde çıkan yangın sonucu kullanılamaz hale gelmiştir. Olay günü yapılan incelemede yangının çıkış sebebi kesin ve net şekilde tespit edilememiştir. İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Mahkemesi 2009/442 Esas sayılı dosyası ile davalı kiracı hakkında taksirle yangına neden olmak suçundan kamu davası açılmış, sanığın beraatine karar verilmiş ve dosya Yargıtay aşamasından geçerek onanmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı 27/07/2009 tarihli ekspertiz raporunda 5 adet delilin (yanmış ve erimiş halde plastik ve metal parça, ??çlü priz olarak adlandırılan uzatma kablosu, kısmen yanmış halde halı parçası, kısmen yanmış fiş ve takılı olduğu priz parçası) incelenmesi sonucunda herhangi bir yanıcı ve yangın başlatıcı madde artığına rastlanılmadığı, herhangi bir ark oluşumunun gözlenmediği tespit edilmiştir. Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 256. ve 266 maddesi ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 316. ve 334 maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananı aldığı şekilde teslim etmekle yükümlüdür. Kural olarak kiralananın yanması halinde kiracı kusursuz olduğunu kanıtlamadıkça meydana gelen zarardan sorumludur. Kusur ise gerekli özenin gösterilmemesi, sonucun önceden tahmin edilememiş olmasıyla ortaya çıkar. Özünde davanın dayanağı haksız fiil olduğundan, davalının meydana gelen zarardan kusuru oranında sorumlu tutulması gerekir. . Her ne kadar Ceza Mahkemesi davalının kusurlu bulunduğuna dair yeterli delil elde edilemediğinden beraat kararı vermiş ise de Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmü uyarınca ceza mahkemesince delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz. O davadaki deliller hukuk hakimi yönünden takdiri delil teşkil eder. Mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.