MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava; kiralananın yeniden kiraya verilememesi nedeniyle yoksun kalınan kar hor kullanım tazminatı ile manevi tazminat istemi, birleşen dava ise; Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulü ile 31.992,00-TL kira alacağı ile hasar bedeli toplamının davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine, hüküm davacı ve davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Davacı vekili asıl dava dilekçesi ile; 21/04/2009 tarihli kira sözleşmesi ile demirbaşları ve turizm belgesi ile davalılara kiralanan işyerinin davalılarca hoyrat kullanılması, kullanıma karşılık kira, aidat, elektrik, su, ÇTV, vs. bedel ödememeleri, ticareti ve taşınmazı usulsüzce terk etmeleri, iyi niyetli müvekkili tarafından iş yeri ile birlikte kendilerine verilen turizm belgesine iş yerini tekrar kiraya vermesini engelleyen zarar getirmekle müvekkilinin yoksun kaldığı kar ile emeklerinin ziyan edilmesi ve manen sıkıntı yaşamasına neden olunduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla 20.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, birleşen davada ise; Aylık 4.500-TL den 2010 yılının Ocak ile Haziran ayları arası ödenmeyen toplam 27.000-TL nin 2.565-TL faiziyle birlikte talep ettiği icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili ise, her iki dava için ayrı ayrı davaların reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın ve birleşen davanın ıslahla arttırılan miktar ve talep gözetilerek 31.992,00-TL kira alacağı ile hasar bedeli toplamının tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.HMK 297/2 maddesine göre; hakim hükmünde, davadaki taleplerden her birini değerlendirerek taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermelidir. Olayımızda bir asıl dava bir de birleşen dava bulunmaktadır. Mahkemece, asıl dava ile birleşen dava ayrı ayrı değerlendirilerek her bir dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken her iki davadan ayrı ayrı sözedilmeksizin yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 07.09.2016, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.