Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5176 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9324 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Menfi tespitMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, ortak gider alacağının tahsili için başlatılan takipte borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, ortak gider alacağının tahsili için müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, müvekkilinin, ortak kullanımdan dolayı davalıya borcu olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına yatırılan bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı borçlunun haciz tutanağında borcu tüm ferileri ile kabul ettiği, taahhüdün kanuni şartlara uygun geçerli bir taahhüt olduğu, borçlunun borcu geçerli taahhüt ile kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı alacaklı tarafından 03/07/2014 tarihinde başlatılan icra takibi ile 4.170 TL alacağın tahsili talep edilmiş, davacı borçlunun itirazının süresinde olmaması nedeniyle takip kesinleşmiştir. 10/10/2014 tarihli haciz tutanağında, davacı borçlu, borcu kabul ettiğini beyan ederek ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Mahkemece, davacı borçlunun, borcu kabul etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı borçulunun icra tehditi altında borcu kabul etmiş olması menfi tespit ve istirdat davası açmasına engel teşkil etmez. Bu nedenle Mahkemece, tarafların iddia ve savunması kapsamında taraf delilleri toplanıp sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.