Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5158 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3184 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İstanbul 7. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/12/2014NUMARASI : 2013/725-2014/844Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK.nun 179/b maddesinde "erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesiyle kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü müddetler işlemez.Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınmaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda, erteleme süresince işleyecek olup, mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır. 206'ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir" hükmüne yer verilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2012 tarih ve 2012/6-238-2012/635 sayılı kararı ile [Görüldüğü üzere, bu hükümde (İİK.nun 179/b maddesi kastedilerek) iflasın ertelenmesi kararının davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durum karşısında; iflasın ertelenmesi üzerine borçlu hakkında "hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur" ise de, iflasın ertelenmesinden önce yapılan (veya tedbiren durdurulan) takiplere ilişkin olarak açılan iflas davası dışındaki, itirazın iptali, borçtan kurtulma gibi takiplere ilişkin davalara, dava bir takip işlemi olmadığından erteleme süresi içinde devam edilebileceği, ancak bu davalar sonucunda verilen ilama dayanarak takip yapılamayacağı konusunda doktrinde bir görüş bulunduğu gibi (Pekcanıtez, Hasan; İflas Ertelenmesi, İBD 2005/2, s.344; Atalay, Oğuz Borca Batıklık ve İflasın Ertelenmesi, İzmir, s.152), benzer konuda Yargıtay kararları da bulunmaktadır. (Y.19.H.D. 26.01.2010 gün ve 2009/2694-2010/552; Y.15.H.D. 25.02.2008 gün ve 2007/4752-2008/1114)] görüşüne yer verilmiştir../..Yukarıda açıklanan kanun hükmü ve Hukuk Genel Kurulu kararına göre, iflasın ertelenmesi kararının verilmesinden sonra borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takibin yapılamayacağı, öncesinde başlamış bir takip varsa, başlayan takiplerin duracağı, iflasın ertelenmesi veya tedbir kararının verilmesinden önce başlatılan takip nedeniyle açılan itirazın kaldırılması, itirazın iptali ya da menfi tespit davalarına iflasın ertelenmesi (ya da tedbir) kararının etki etmeyeceği ancak, açılan bu davaların sonunda verilen ilamların infazını engelleyeceği anlaşılmaktadır. Öte yandan iflasın ertelenmesi ya da takip yapılmaması yönünde verilen tedbir kararından sonra yapılan takip nedeniyle itirazın iptali ya da itirazın kaldırılması ile birlikte ya da ayrı olarak tahliye istenmesi durumunda ise, davanın reddine karar verilmesi gerekecektir.Olayımıza gelince; Davacı tarafından davalı hakkında 24/06/2013 tarihinde icra takibi başlatılmıştır. Davalı şirket tarafından davalı şirketin iflasının ertelenmesi için açılan Bakırköy 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/220 Esas sayılı dosyasında, 02/06/2013 günlü tedbir kararı ile "Davacı tarafa yüklenen yükümlülükler ile ek bilirkişi raporundan sonra yeniden değerlendirilmek üzere mevcut kayyım raporu ve bilirkişi raporu gözetildiğinde şimdilik davacılar hakkında İİK 179/b maddesi gereğince, 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere her türlü icra takibi ile evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına" karar verilmiştir. Tedbir kararından sonra davalı hakkında icra takibinin başlatıldığı anlaşıldığından bu husus üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.