MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Menfi tespitMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracı tarafından açılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı ile davalı arasında 28.12.2011 tarihinde kira sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeden doğan borçlar sebebiyle davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine .... İcra Müdürlüğünün 2012/5998 takip sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında 17.09.2012 tarihinde protokol düzenlenerek takip dosyasından kaynaklanan alacak toplamı ve kira sözleşmesine dayalı cari hesap bakiyesinin hesaplanıp ödemeler mahsup edilerek borç bakiyesi çıkarılarak borcun sabitlendiğini, 160.000,00 TL olarak belirlenen borcun dört ayrı çek ile ödenmesi üzerinde mutabık kalındığını, davalının da mutabakata dayalı olarak müvekkili şirket aleyhine yürütülmekte olan takip dosyasından vazgeçmeyi taahhhüt ettiğini, bilahare protokolde belirtilen şartlar çerçevesinde davacı şirket tarafından ödenmesi gereken harçlar ve vekalet ücretinin ödendiğini, davalının da dosyadan feragat ettiğini, belirtilen duruma rağmen davalı şirket tarafından 17.09.2012 tarihli protokol ile 25.12.2012 tarihinden itibaren ödenmesi kararlaştırılan aynı alacak için 01.10.2012 tarihinde .... İcra Müdürlüğünün 2012/9933 takip sayılı dosyası üzerinden yine ilamsız icra takibi başlattığını, haksız ve kötü niyetli yapılan takibe itiraz edildiğini belirterek, müvekkili şirketin davalıya takip tarihi itibariyle borçlu bulunmadığının tespitine, davanın kabulü ile kötü niyetli davalının % 20'den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili; gerek protokol gerekse protokole bağlanan çeklerden icra takibinden sonra haberdar olduklarını bu nedenle icra takibi gereğince işlem yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, icra takip tarihi itibariyle protokol konusuna dahil olan takip konusu borcun çeklerde belirtilen tarihlerde veya daha sonrasında dahi ödendiği kanıtlanmadığından takip ve dava tarihleri itibariyle davacı/kiracının, davalı kiralayana borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 04.04.2011 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı husunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı alacaklı .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5998 sayılı icra dosyası ile kira sözleşmesinden doğan 78.261,30 TL alacağın tahsilini talep etmiş ise de, 17/09/2012 tanzim tarihli protokol ile .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5998 sayılı dosya borcu ile kira sözleşmesine dayalı cari hesap bakiyesi 94.275,00 TL alacaktan kiracı borçlu tarafından yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra borç bakiyesinin 160.000,00 TL olduğu, borçlunun bu borcunu 25.12.2012, 25.01.2013, 25.02.2013 ve 25.03.2013 tarihlerinde dört eşit taksitle çek karşılığında ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Davalı alacaklı, 01/10/2012 tarihinde .... İcra Müdürlüğünde başlattığı 2012/9933 sayılı icra takibi ile 94.275,30 TL aynı zamanda protokol konusu yapılan kira ve ortak gider alacağının tahsilini talep etmiş, davacı kiracı süresinde borca itiraz etmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 90. maddesi uyarınca ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki özelliğinden anlaşılmadıkça her borcun doğumu anında muaccel olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, dava konusu borcun protokol gereği ileri tarihli çekler ile ödeneceği kararlaştırılmış olup, davaya konu icra takip tarihi itibariyle borcun muaccel hale gelmediği sabittir. Takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmeyen alacağın tahsili talep edilemeyeceğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.