Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5097 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10077 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Kira bedelinin tespitiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; 01/04/2008 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin brüt 3.000,00 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın, kiralanan taşınmazdan daha fazla miktarda hissesinin 30/07/1990 tarihinde kiraya verenlerden ...'den satın alındığını bu nedenle kira bedeli ödenmesinin gerekmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında kira ilişkisinden çok müşterek mülkiyet kuralları çerçevesinde paydaşların hak ve sorumluluklarının devreye girdiği, ayrıca taraflar arasında akdedilen pay ve paydaş çoğunluğunu teşkil eden yeni bir sözleşmenin imzalanmadığını, taraflar arasında müşterek mülkiyet kurallarının geçerli olduğu, şayet davalı olan paydaşın taşınmaz üzerinde diğer paydaşlar aleyhine ayrı bir kullanımı söz konusu ise bunun yolunun ayrı bir tazminat davası, paydaşlıktan çıkartılma davası veya ortaklığın giderilmesi davasının konusu olabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu 4805 parselde bulunan 1 no.lu fabrika blokunun iç kısmında halen duvarla ayrılmış tarafın ön kısmına geçmemek şartı ile yan taraftaki arazinin incir ağacını hizalayan kısmının dava dışı ... tarafından kendi adına asaleten, ...'a vekaleten davalı şirkete kiraya verildiği, 30/07/1990 tarihinde kiraya verenlerden ...'e ait olan 26706/33280 hissenin kiracı şirket tarafından satın alındığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kira ilişkisinin kurulmasından sonra kiralanan taşınmazın bulunduğu parselde pay sahibi olan davalının adı geçen kiraya verenlere kira bedeli ödeyip ödemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Geçerli olan bir kira sözleşmesi ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona erer. Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedeli ödemek ile yükümlüdür. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin sona ermediği ancak davalının kullandığı alanda daha fazla paya sahip olduğu sabittir. Bu durumda mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmaza ait takyidatlı tapu kayıtları ve kiraya verenlerden ölü olanların mirasçılık belgeleri getirtilmeli, elbirliği mülkiyeti ile taşınmazda ortak olanlar varsa davaya dahil edilmeli ve işin esası incelenerek sonucuna göre kiralananda davalının sahip olduğu pay da dikkate alınarak aylık kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 05/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.