Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5014 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12463 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/06/2013NUMARASI : 2013/17-2013/441Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve istirdat davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava,kiracı tarafından kiralayan aleyhine açılan menfi tespit(istirdat) istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne Kadıköy 3. İcra Müdürlüğünün 2012/17090 sayılı dosyasına yapılan ödeme nedeni ile 4.128.02 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekili, dava dilekçesinde,davalı kiralayanın Kadıköy 3. İcra Müdürlüğünün 2012/17090 Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine başlatmış olduğu icra takibi ile 01.11.2010 - 31.08.2012 tarihleri arasında eksik ödenen kira farklarını talep ettiğini, oysa davacı kiracının davalıya 01.04.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesine binaen hiçbir borcunun olmadığını,tarafların karşılıklı mutabakat ile her yıl kira artışı yaptıklarını, davalının da ihtirazı kayıtsız kira paralarını tahsil ettiğini, davacının kira borcu bulunmamasına rağmen icra baskısı ile icra dosyasına mükerreren 8.063,74 TL ödeme yaptığını belirterek davalıya takip konusu alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 8.063.74 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte İİK. 72 maddesine göre istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, istirdat davası şartlarının oluşmadığını,davacının takibe itiraz ettiğini daha sonra da itirazından feragat edip cebri icra baskısı yokken kendi isteği ile ödeme yaptığını, ayrıca bu davaların sulh mahkemesi görevine girmediğini, asliye mahkemelerinde görülmesi gerektiğini,davacının önceki malik ile yapılan 01.04.2003 tarihli sözleşme gereğince kiracı olduğu kiralananı davalının 11.11.2009 tarihinde satın aldığını, davalının sözleşmenin halefi olduğunu,sözleşme dışı uygulamaların teamül oluşturmayacağını ve davacıyı bağlamadığını,sözleşmede akdin yenilenmesi halinde TÜFE oranında artış yapılacağının kararlaştırıldığını, bu artış şartının geçerli olduğunu,icra takibi ile de sözleşmedeki artış şartına göre kira farkın istediğini,ÜFE hesabı yapılırken bir önceki yılın aynı ayı gereği artış yapılacağından sözleşmenin başlangıç tarihi olan nisan ayı değil,davacının malik olduğu kasım ayı baz alındığını,2010 yılında aylık kira 5.900 TL ödenirken aylık 133 TL' den 12 aylık fark 1.596 TL ve 2011 yılında 6.200 TL ödenirken aylık farkın 531 TL'den 31.08.2012 tarihine kadar 10 aylık farkın 5.310 TL olup toplam farkın 6.906 TL olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş,mahkemece,bilirkişi raporu doğrultusunda takip tarihi itibari ile banka aracılığı ile yapılan ödemeler çerçevesinde davacının kira sözleşmesi ile belirlenen artış miktarları dikkate alındığında 4.128.02 TL fazla ödemede bulunduğu anlaşıldığından bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacının dava dışı önceki malik ile düzenlenen 01.04.2003 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu,davalının yeni malik olup kiralananı 11.11.2009 tarihinde satınaldığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı yeni malikin Kadıköy 3. İcra Müdürlüğünün 2012/17090 esas sayılı icra takip dosyasında 16.08.2012 tarihli takip talebi ile; 01.11.2010-31.08.2012 tarihleri arasındaki 01.04.2003 tarihli kira sözleşmesine göre TÜFE-ÜFE artış ortalamasına göre eksik ödenen 6.906 TL kira farkının tahsilini talep ettiği,davacı kiracının süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde “...karşılıklı mutabakat gereği kira paralarının ödendiğini...” belirterek borca itiraz ettiği,daha sonra da borcu kabul anlamına gelmemek üzere yasal haklarını saklı tutarak itirazından feragat edip 31.8.2012 tarihinde icra dairesine 8.063 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de bilirkişi raporu hükme esas almaya elverişli olmayıp hatalı bilgi ve hesaplamalar içermektedir. Davalı yeni malik kiralananı satınalarak eski malik ile düzenlenen 1.4.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin halefi olmuştur.1.4.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin özel hükümler bölümünün 7.maddesinde; “...kira artışının TÜFE nispetinde olacağı...” kararlaştırılmıştır. Bu artış şartı belli ve muayyen olup tarafları ve sözleşmenin halefi olan davalı yeni maliki bağlar. Mahkemece gerektiğinde uzman bilirkişi aracılığıyla kira sözleşmesinin en başından itibaren sözleşmenin 7.maddesinde kararlaştırılan TÜFE oranındaki atış şartı gereği takip konusu dönem olan 1.11.2010-31.8.2012 tarihleri arasındaki ödenmesi gereken aylık kira paraları belirlenerek,takip konusu dönemde davalı kiracı tarafından yapılan ödemelerin ödenmesi gereken kira paralarından mahsubu ile varsa bakiye kira farkının tespit ve tahsiline karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 15/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.