MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/05/2013NUMARASI : 2012/295-2013/221Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, haksız işgal tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davalının haksız işgalci olmayıp, davalının paydaşlardan dava dışı G. E. D.’ın kiracısı olduğu, olayın bu özelliğine göre davanın kira alacağı davası olarak görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar vekili, müvekkili N.. A..’in davaya konu 14 ve 15 nolu parsellerin paydaşı olduğunu, diğer davacının da paydaş M.K.’ın mirasçısı olduğunu davaya konu parseller üzerinde bulunan işyerinin müvekkiller ile yapılmış her hangi bir kira sözleşmesi olmaksızın davalılar tarafından kullanıldığını belirterek 4.670 TL ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar ise; işyerini dava dışı, G. E. D. ile imzaladığı kira sözleşmesi uyarınca kullandıklarını, kira bedellerini ödediklerini, ayrıca davacıların da kira alacağına yönelik kendileri hakkında icra takibi başlattıklarını takibin itiraz ile durduğunu, sonrasında bu davayı açtıklarını savunmuştur. Mahkemece, davalı ile dava dışı paydaşlar arasında kira ilişkisi bulunduğu gerekçesi ile 6100 sayılı HMK.’nun 4/1-a maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, davacılar vekili tarafından mülkiyet hakkına dayalı olarak açılmıştır. Davalı ise kira ilişkisine dayanmış ve taşınmazı dava dışı paydaş G. E. D. ile yaptığı kira sözleşmesi uyarınca kullandığını belirtmiştir. Paylı mülkiyete konu taşınmazlarda kiraya verme işi TMK’nun 691/1 maddesi uyarınca önemli idari işlerden olup pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılması zorunludur. Kanundaki bu koşula uyulmaksızın yapılan sözleşmeler sözleşmenin tarafı olmayan paydaşlar açısından hüküm ifade etmez. Sözleşmenin tarafı olmayan paydaşlar yasal düzenlemeye aykırı olarak akdedilmiş sözleşmenin iptalini isteyebilecekleri gibi, sözleşmenin kendileri açısından hüküm ifade etmediğini belirterek kendi paylarına yönelik olarak haksız kullanım bedelinin tahsilini de isteyebilirler. Somut olayda dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup davalı da haksız işgalci olarak nitelendirildiğine ve mahkemenin kabulü itibariyle taraflar arasında kira ilişkisi de bulunmadığına göre mahkemece uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.