Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4856 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2156 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : AlacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiralayan tarafından kiracıya karşı rücuan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı kiralayan, kendisine ait ... plakalı ticari taksiyi 1996 yılından beri sözlü kira sözleşmesine göre, davalı kiracıya kiralandığını, dava dışı ... tarafından ödenmeyen işçi alacaklarının dava yoluyla kiraya verenden istendiğini ve mahkemece işçi alacaklarının kiraya verenden tahsiline karar verildiğini, icra takipleri sonucunda davacı tarafından toplam 53.798 TL ödeme yapıldığını taraflar arasındaki kira sözleşmesi gereğince işçi alacaklarının tamamından kiraya verenin sorumlu olduğunu, bu nedenle icra dosyalarına ödenen miktarın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, iş mahkemelerinde davacının kiralayan olduğunu savunduğunu, fakat mahkemelerce kira ilişkisinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davalı aleyhine hüküm kurulduğunu ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.6100 sayılı HMK'nun 188 maddesine göre, ikrar bir tarafın diğer tarafın ileri sürdüğü bir vakıanın doğru olduğunu bildirmesidir. İkrar da kabulden farklı olarak talep sonucunun doğruluğu değil, sadece ileri sürülen şu veya bu vakıanın doğru olduğu bildirilmektedir. İkrar, mahkeme içi ve mahkeme dışı olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Mahkeme içi ikrar, mahkemeye karşı yapılan ikrardır. Bu ikrar bunu yapan tarafın tek taraflı açık bir irade beyanı ile olur. İkrar olunan hususlar çekişmeli sayılmaz, mahkeme içi ikrar eden taraf aleyhine kesin delil teşkil eder.Olayımıza gelince; davacının maliki bulunduğu ... plaka sayılı ticari takside şoför olarak çalışan dava dışı ...'in işçilik alacakları nedeniyle açmış oldukları .... İş Mahkemesinin 2008/171 esas 2011/55 karar ve .... İş Mahkemesinin 2008/187 esas 2011/459 karar sayılı ilamıyla davacının araç maliki olarak işveren sıfatıyla işçilik alacaklarından sorumlu olduğunun belirtilmiştir. Bu mahkeme kararlarında davacı ile davalı arasında yazılı bir kira sözleşmesi olmadığı ve davalı ...'ün kiracı olduğunun ispatlanamadığından işçi alacaklarının davacıdan tahsiline karar verilmiş ise de; bu mahkeme kararları işverenlerin sorumluluğuna ilişkin olup, iş vesosyal güvenlik mevzuatına göre düzenlendiğinden, hükme esas alınamaz. Kaldı ki, bu dosyalarda davalı ... davacının tanığı olarak dinlenmiş ve her 2 dosyada da; "...... plakalı ticari taksiyi 1996 yılından beri sözlü kira sözleşmeleri ile davacıdan kiraladığı..." şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür. Bu mahkeme içi ikrar olup tarafları bağlar. Bu durumda Mahkemece, davalının iş mahkemelerindeki beyanları üzerinde durularak rücu davası niteliğindeki bu davada taraflar arasındaki iç ilişkiyi düzenleyen kira sözleşmesi çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 Sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.350 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.