MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile 233.666,67 USD kira alacağı, 51.987,05 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 285.653,72 USD alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında 25.10.2005 başlangıç tarihli, 270 gün süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 27.03.2006 tarihli zeyilname ile kira sözleşmesinin devam etmesi durumunda aylık kira bedellinin 5.000 USD olacağı kabul edilmiştir. Davacı alacaklı, 25.01.2012 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlatarak 2006 Aralık ayı ile 18.12.2012 tarihleri arası aylar için aylık 5.000 USD hesabı ile 238.666,66 USD kira alacağının tahsilini talep etmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin icra tazminatı isteminin reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince:İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemektir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Ne var ki icra inkar tazminatı, niteliği gereği ancak itirazın iptali davası sonucunda davanın tamamen veya kısmen kabulüne karar verilmesi koşuluna bağlı olarak hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminattır. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir. Takip konusu alacak belli ve likit olduğundan İcra İflas Yasası’nın 67/2. maddesi hükmü gereği mahkemece haksız itirazın iptaline karar verildiğine göre davacının talebi doğrultusunda kabul edilen ana alacak miktarı üzerinden ...nın takip tarihindeki döviz kurlarına göre belirlenecek Türk Lirası karşılığı icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu konudaki isteğin reddedilmesi doğru değildir.3- Davalı vekilinin faize ilişkin temyiz itirazlarına gelince; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesinde; Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet Bankaları'nın o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir.Olayımıza gelince; Mahkemece, işleyecek alacağa ilişkin olarak hükmedilen alacağa aylık %7 oranında faiz uygulanmasına karar verilmiş ise de; Takipte alacaklı B.K.’nun 83 ve T.T.K.’nun 623.maddeleri uyarınca seçimlik hakkını kullanarak fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işleyecek faize hükmedilmesi gerekirken, faiz oranlarının değişebileceği göz ardı edilerek yazılı şekilde sabit bir faiz oranına hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 Sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.350.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, keza Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına davalı takdir olunan 1.350.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.