Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4822 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9802 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptaliMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının iptaline, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı bankanın müvekkili ...na bağlı ...'ne ait bir alanı ATM olarak kullanmak üzere 3 yıllığına kiraladığını, davalı banka tarafından 2. yıl ve 3. yıl kira bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi başlattıklarını, ancak borçlu tarafça icra takibine itiraz edildiğini, bu itirazın usul ve yasaya uygun olmadığını, ayrıca sözleşmenin 3.maddesi uyarınca geciken her ay için ödenmesi gereken kira bedelinin %4’ü oranında gecikme zammı uygulanması gerektiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline ve asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili ile ... arasında dava konusu ATM cihazı ile ilgili protokol imzalandığını, bu protokol ile ATM kurulan yerin hastane yönetimi tarafından bedelsiz tahsis edildiği bildirildiğinden daha sonraki yıllara ait kira ödemesi yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı taraf ile davacı arasında düzenlenen protokolün 9.maddesinde davacı tarafın kendilerinden herhangi bir ücret talep etmeyeceği yönünde anlaştıkları iddiasıyla borcunun bulunmadığını beyan etmiş ise de, protokol üzerinde herhangi bir tarihin bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen protokolün takibe konu 14.01.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinden daha sonraki bir tarihte ve sözleşmenin kira bedeline ilişkin hükmün varlığını kaldırmak amacıyla yürürlüğe konulduğunu ispatlayamadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davalının itirazın iptaline, ancak davalı tarafın icranın durdurulması yönündeki talebinin haksız ve kötü niyetli olmadığı, taraflar arasında düzenlenen protokol ile borcun varlığının ortadan kalktığını düşünerek itiraz edildiği sonuç ve kanaatine varılarak icra inkâr tazminatı yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin icra inkâr tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi hükmü gereğince itirazının haksızlığına karar verilen borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın istemi üzerine takip tarihi itibariyle yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir. Davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğine, alacak miktarı da bilinebilir belli ve muayyen olduğuna göre davacının talebi de nazara alınarak mahkemece davacı lehine icra inkâr tazminatına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir.Hükmün bu nedenle bozulması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.