Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4810 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2107 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İstanbul 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2010/1154-2013/655Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin feshi davasına dair karar, davalı-karşı davacı ve davalı k.davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Asıl dava kira alacağı ve taşınma masraflarının tahsili, karşı dava makül süre tazminatı isteğine ilişkindir. Mahkeme asıl davanın davacılarından C.. B..'nun açtığı davanın kabulüne, Ç.. I..'nun açtığı davanın reddine, davalı karşı davacının açtığı karşı davanın reddine karar vermiş, hüküm asıl davanın davacıları (karşı davalılar) ve birleşen davanın davacısı (karşı davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacı kiracının 13/10/2010 tarihinde kiralanana taşındığını, taşındıktan bir hafta sonra çatının su aldığını, duvarda kabarma ve dökülmeler meydana geldiğini, müvekkilinin seslendirme yaparak geçimini temin ettiğini, evdeki rutubetin nefes yollarını tıkayarak faranjite yol açtığını, kiraya verenin kiralananı sözleşmenin amacına uygun kullanılmaya elverişli halde kiracıya teslim borcunu yerine getirmediğini, evdeki rutubet ve su alan, boyası kabaran yerler için 22/10/2010 tarihinde İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/618 D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, 28/02/2010 tarihinde ... 34. Noterliğinin ... nolu ihtarı ile sözleşmenin ayıp nedeniyle sona erdirildiğinin bildirildiğini, ... 5. Noterliğinin 01/11/2010 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarı ile mecurun anahtarının notere tevdii edildiğinin davalıya bildirildiğini, bu nedenle kira akdinin feshine, davalı tarafa ödenen 4.800 TL depozito, 1.000 TL nakliye ücreti olmak üzere toplam 5.800 TL nin tahsilini istemiştir.Davalı karşı davacı vekili, müvekkilinin kiralananı kiracıya 01/09/2010 tarihinde temiz şekilde teslim ettiğini, mecurun davacı tarafından kiralanması öncesine yönelik ayıplı olduğu ve müvekkil tarafından bu durumun gizlendiğine dair iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin tamirat gerektiren olaylardan haberdar edilmediğini, sözleşmeye aykırı olarak gerçekleştirilen fesih sebebiyle kira kaybı, zarar, ziyan ve mecurun boş kaldığı süre içindeki kira alacağından kayıpların doğduğunu, hasar bedeli 750 TL, mecurun boş kalması ve yeniden kiraya verilebilmesi için makul süre karşılığında dört aylık kira bedeli karşılığı 9.600 TL. olmak üzere toplam 10.500 TL'sının davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. ./..1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar karşı davalılar vekilinin tüm davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kira sözleşmesinin tam iki taraflı sözleşmelerden olduğunda kuşku yoktur. Tam iki taraflı sözleşmelerde borçlunun temerrüdü durumunda alacaklıya dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK 106.maddesi hükmüne göre alacaklı edimin aynen yerine getirilmesini ve gecikmeden ötürü uğradığı zararın giderimini isteyebilir veya edimin aynen yerine getirilmesini reddederek, uğradığı olumlu (müspet) zararın giderimini isteyebilir yahut edimin aynen yerine getirilmesini reddederek sözleşmeden dönmek suretiyle olumsuz (menfi) zararın giderilmesini isteyebilir. Vurgulanması gereken bir diğer husus da kiraya verenin Borçlar Kanunu'nun 249 ve 250.maddelerinde belirtilen teslim borcuna aykırı davranması halinde Borçlar Kanunu'nun 106.maddesinin burada da uygulama alanı bulmasıdır. (Bkz Prof. Dr. Haluk Tandoğan Özel Borç İlişkileri C.1 yıl 1974 sh 354) Borçlar Kanunu'nun 106.maddesinde belirtilen seçimlik haklardan edimin aynen yerine getirilmesini reddederek sözleşmeden dönme durumu sözleşmenin geçmişe etkili olarak feshedilmesi başka bir anlatımla akitten rücu olarak tanımlanmaktadır. Ne var ki Borçlar Kanununun 249 ve 250.maddelerinde kiracı yararına tanınmış sözleşmeden dönme yetkisi sürekli bir sözleşme ilişkisi niteliği taşıyan kira sözleşmelerinde ifa sürecine geçilene dek söz konusu olabilir. Buna karşılık ifa sürecinde ortaya çıkan bozuklukta kiracı artık sözleşmeden dönmek yerine ancak sözleşmeyi ileriye dönük feshedebilir. Kiralananın teslim alınmasından ve kullanılmaya başlanmasından sonra ortaya çıkan bozukluklardan ötürü fesih dönmenin tersine geriye değil ileriye etkili olur. Bu durum 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanununun 126.maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre ifasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde borçlunun temerrüdü halinde alacaklının sözleşmeyi feshederek sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararların giderilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.Somut olayda taraflar arasında 01.09.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi bulunmakta olup her iki taraf yönünden de sözleşmedeki edimlerin ifasına başlandığı çekişme konusu değildir. Bu süreçte davacı kiracı tarafın talebi üzerine yapılan tespit sonucu taşınmazın çatısındaki izolasyon zaafiyeti nedeniyle badanaların dökülmeye başlandığı ve rutubet oluştuğu, taşınmazda kiracının oturmasının beklenemeyeceği belirlenmiştir. Kiralanandaki bu bozukluğun kiralayanın tekeffülü altında olup kullanıma uygun teslim borcuna aykırılık teşkil ettiğinde kuşku yoktur. Davacı kiracı açmış olduğu işbu dava ile sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle ödediği depozito bedeli ve yeni bir meskene taşınma masraflarının tazminini istemiştir. Bu kapsamda davacı kiracının taşınma masraflarının süresinden önce fesih nedeniyle uğranılan zarar (Menfi zarar) kapsamında değerlendirilmesi ve talep edilmesi mümkün değildir. Buna yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru değildir.../...SONUÇ: Yukarda açıklanan 1 nolu bentte yazılı nedenle karşı davanın reddine ilişkin hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenle asıl davanın taşınma masraflarına ilişkin kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına gerek olmadığına, istek halinde aşağıda yazılı harcın davalıya iadesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.