Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4804 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 1755 - Esas Yıl 2012





Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan M……. A……. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, alacaklı tarafından İİK'nun 121. maddesi gereğince alınan yetkiye istinaden açılan, bir adet taşınmaz üzerinde ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı M……. A……. tarafından temyiz edilmiştir. Davalı temyiz dilekçesinde, borcundan dolayı yapılan hacze istinaden, davacı, ortaklığın giderilmesi davası açtığını ancak, davaya konu taşınmazın, kendisinin ve ailesinin haline münasip evi olduğunu, bu nedenle İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/521 E. sayılı dosyası ile meskeniyet iddiasında bulunduğunu, dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, daha öncesinde diğer ortağın borcu yönünden yapılan takipte icra mahkemesince meskeniyet iddiasınında kabul edildiğini, bu nedenle söz konusu dosyanın neticesi beklenmeksizin davanın kabulüne karar verilmesinin usule aykırı olduğunu belirtmiştir. Borçlu mirasçının, alacaklısı tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılabilmesi için, öncelikle, borçlu mirasçının, elbirliği mülkiyeti ile ortak olduğu taşınmazda, hissesine düşecek kısım üzerine haciz konulması, İİK'nun 121. maddesi gereğincede ortaklığın giderilmesi hususunda icra mahkemesince yetki verilmiş olması şarttır. Zira İİK'nun 121. maddesi " Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi yukardaki maddelerde gösterilmeyen başka nevi malların satılması lazım gelirse icra memuru satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden sorar." hükmünü içerdiğinden, davacının yetkisinin "satılması lazım gelen" mallarla sınırlı olduğu açıktır. Dolayısı ile davacı alacaklının, ortaklığın giderilmesi davasını açabilmesi için davadan önce ve yargılama sırasında, davaya konu taşınmaz üzerinde hacizin bulunması zorunludur. Borcun tahsili yahut farklı sebeple haczin kalkması halinde, alacaklının ortaklığın giderilmesini talep etme hakkı sona erer. Somut olayda, borçlu olan davalı tarafından icra dosyasından konulan hacze ilişkin olarak, meskeniyet iddiası ile haczedilemezlik şikayetinde bulunulduğundan, söz konusu şikayet başvurusunun neticesi de davacının dava açma hakkını etkileyeceğinden, neticesinin beklenilerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu husus dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, 26.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.