İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılmış olan icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı süresinde icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, % 40 icra tazminatı ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece istemin kabulüne itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, % 40 icra tazminatının davalıdan tahsiline ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Dava ehliyeti, kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci vekil aracılığı ile bir davayı takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir. Olayımızda, icra takibine dayanak yapılan ve karara esas alınan 16.04.2004 başlangıç tarihli, bir yıl süreli, her ay elden 120-TL ödemeli kira sözleşmesi kiralayan Ç.... A.... yerine vekaleten S....... A.... ile kiracı İ……… G…….. arasında imzalanmıştır. Borçlar Kanununun 260.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından açılması gerekir. Kiralayan Ç.... A.... olduğuna göre icra takibinin ve buna bağlı olarak davanın Ç.... A.... tarafından açılması gerekirken icra takibi ve buna bağlı olarak dava vekaleten sözleşmeyi imzalayan S....... A.... tarafından açılmıştır. Davacı olarak S....... A....'un kendi adına takip yapma ve dava açma ehliyeti yoktur. Mahkemece, kiralayan tarafından başlatılan bir takip ve açılan dava bulunmadığından ve takip talepnamesindeki bu eksikliğin sonradan giderilmesi de mümkün olmadığından davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA ve bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.