Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4582 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9284 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Menfi tespitMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile .... İcra Müdürlüğünün 2013/8236 Esas sayılı icra dosyasına konu 2.550,00 TL asıl alacak ve 37,16 TL işlemiş faiz miktarınca, .... İcra Müdürlüğünün 2013/8235 Esas sayılı icra dosyasına konu 2,65 TL işlemiş faiz miktarınca borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Dava konusu bir ve iki numaralı dairelerin çocuk evi olarak kullanılmak üzere kiralandığını, ancak taşınmaza ait iskanının ve yapı kullanım izin belgesinin bulunmadığının sonradan öğrenildiğini, 02.09.2013 tarihinde eksikliklerin giderilmesi için kiraya verene ihtarname keşide edildiğini, eksiklikler giderilmediği gibi aleylerine başlatılan icra takipleri ile ödenmeyen ve kira sözleşmesi gereğince muaccel hale gelen kira bedellerinin tahsilinin istendiğini,kiralanan taşınmazın bir ay önceden haber verilmek suretiyle kira sözleşmesi 8. maddesi uyarınca 31.10.2013 tarihinde tahliye edildiğini, kira sözleşmesindeki muacceliyet şartının geçerli olmadığını, birinci katta bulunan bir numaralı daireye ait 2.800,00 TL elden ödeme yapıldığını, her iki kiralanan daire için ayrı ayrı 2013 yılı Eylül, Ekim ayları ile ihbar süresinin dolacağı Kasım ayı kira bedellerinden sorumlu tutulabileceklerini belirterek icra takipleri nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin makul süre kira bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasında akdedilen 05.04.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın birinci katında bulunan bir numaralı dairenin, 01.02.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın ikinci katında bulunan iki numaralı dairenin çocuk evi olarak kullanılmak üzere kiraya verildiği, 02.09.2013 keşide tarihli ihtarname ile kiralananda bulunan ayıbın giderilmesinin istendiği, ayıpların giderilmemesi üzerine kiralanan taşınmazlara ait anahtarların 31.10.2013 tarihinde icra dosyasına bırakıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Türk Borçlar Kanunu 304. maddesine göre, “Kiralananın önemli ayıplarla teslimi hâlinde kiracı, borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı duruma gelmesinden doğan sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir.”, TBK.nun 305.maddesine göre “Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Ancak, zararın giderilmesi istemi diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez. Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır.”, TBK.nun 306.Maddesine göre “Kiracı, kiraya verenden kiralanandaki ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilir; bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebilir veya kiralananın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir.Ayıbın, kiralananın öngörülen kullanıma elverişliliğini ortadan kaldırması ya da önemli ölçüde engellemesi ve verilen sürede giderilmemesi hâlinde kiracı, sözleşmeyi feshedebilir....” Sözleşmeyi haklı nedenle fesih eden kiracı kiralananı kullanımında bulundurduğu süre kira bedelinden sorumlu olup erken tahliye nedeniyle makul süre kira bedelinden sorumlu değildir.Bu nedenle mahkemece davacı kiracının kira sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek kiracının sadece kiralananı kullanımında bulundurduğu süreye kadar olan kira bedelinden sorumlu tutulabileceği gözetilmeksizin makul süre kira bedelinden de sorumlu tutulması doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.