Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4541 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9172 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M I AlacakMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının ve işlemiş faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, 650,00 TL kira alacağının ve 1.000 TL işlemiş faiz alacağının tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece taktir edilerek karar verilmiş olmasına ve taktirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacının işlemiş faize yönelik temyiz itirazına gelince;Davacı dava dilekçesinde; davalı ile aralarında 15.03.2007 başlangıç tarihli 4 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, taşınmazın dershane olarak işletilmek üzere kiralandığını, sözleşmenin hususi şartlar 3. maddesinde gecikme halinde aylık % 10 faiz alınacağının kararlaştırıldığını, 2009 yılı Ocak ayı kirasının ödenmediğini ve sözleşmenin 3. maddesine göre sözleşme sonu olan 2011 Mart ayına kadar kira bedellerinin muaccel olduğunu belirterek Ocak 2009 ila Mart 2011 arası olmak üzere şimdilik 5.000 TL kira alacağı ve 1.000 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini istemiştir. Davalı vekili, kiracının A.Eğitim Ltd. Şti olduğunu, şirket ortağı olan müvekkilinin tacir olmadığını, işlemiş faiz alacağının kısmi dava konusu olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı kiracının tacir olmadığı, talep edilen aylardan sadece 650 TL eksik ödemesi bulunduğu gerekçesiyle, 650,00 TL kira alacağının ve 1.000 TL işlemiş faiz alacağının tahsiline karar verilmiştir. 6098 Sayılı TBK.nın 88, 120.m/1 ve 2.fıkraları gereğince sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı 120.m/1.fıkrada belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranı geçerlidir. 6101 Sayılı TBK.nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 7.maddesinde; "TBK.nın kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88. temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138.maddesi görülmekte olan davalara da uygulanır." hükmü öngörülmüştür. Bu nedenle yukarıda açıklandığı üzere kiracı hakkında 6101 Sayılı TBK.nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'unun 7.maddesi gereğince Türk Borçlar Kanun'unun 120.maddesinin uygulanması gerekir.6102 Sayılı TTK.nun 12. maddesi hükmüne göre "bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Anılan Yasanın 11. maddesinde "Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasında sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir." 15. maddesinde de "İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin 2. fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır." düzenlemesi bulunmaktadır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu'na göre esnaf sayılması, TTK. yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret Siciline ya da Oda'ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar göz önünde bulundurularak kiralananı dersane olarak işleten davalının tacir olup olmadığı hususu araştırılıp, davalının tacir olması durumunda faizin hesabında TBK.nun 88 ve 120. maddesindeki sınırlamaların etkili olmayacağı gözetilerek faizin hesaplanması gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, davalının temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.