Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4474 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 3202 - Esas Yıl 2009





İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık temerrüt sebebiyle akdin feshi ve tahliye isteğine ilişkin olup, mahkemece borçlunun itirazının kaldırılmasına kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, davalının temyiz isteği takibe konu alacağın miktar itibariyle kesin olduğundan sözedilerek reddine karar verilmiş ve bu ret kararı da süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Kiralananın tahliyesinin talep edilmesi halinde takibe konu alacağın miktarına bakılmaksızın merciice verilen kararlar temyiz incelemesine tabi olduğundan mahkemenin 21.11.2008 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılarak işin esasının incelenmesine karar verildi. Davacı alacaklı 22.05.2008 tarihli takibinde 2008 yılı Nisan ayı eksiği 250.-YTL ile Mayıs ayı kirası 750.-YTL toplamı 1000.-YTL'nin tahsilini istemiş buna dair ödeme emri 27.05.2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 10.06.2008 tarihinde borcunun bulunmadığını, talep edilen kira bedelinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Davacı alacaklı 14.07.2008 tarihli dilekçesinde borçlunun takibe süresinde itiraz etmediğinden bahisle temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı borçlu 12.06.2008 tarihinde ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü İcra Mahkemesine şikayet yoluyla götürmüş icra mahkemesinin 2008/73-94 sayılı kararıyla, ödeme emrinin 10.06.2008 tarihinde tebliğ edildiği ve aynı tarihte yapılan itirazın da süresinde olduğuna karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeksizin 17.11.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Davanın açıldığı 14.07.2008 tarihi itibariyle, davacının iddiasını ileri sürüş biçimine göre isteğin İ.İ.K. 269/a maddesine dayalı tahliye isteğine ilişkin olduğunun kabulü gerekir. Zira davanın açıldığı tarihe göre davalının şikayeti konusunda (itirazın kabul edilip edilmediği) henüz bir karar verilmemiştir. 10.09.2008 tarihindeki şikayetin kabulü üzerine tebliğ tarihi 10.06.2008 olarak düzeltilmiş, aynı gün yapılan itirazla İ.İ.K.'nun 66. Maddesi uyarınca icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı "itirazın kaldırılmasını" istemeden duran takibe devam edilmesini dolayısıyla tahliyeye karar verilmesini isteyemez. Mahkemece, itirazın henüz kabulüne ilişkin bir karar verilmediği, davacı alacaklının açıkça itirazın kaldırılması isteği bulunmadığı halde, dava dilekçesindeki ifadeleri yanlış yorumlamak suretiyle "itirazın kaldırılması" isteğinin de varlığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.