Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan onalım davasına dair karar davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, onalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin de paydaş olduğu İzmir ili, Buca ilçesi, İnönü mah., 4054 ada, l no'lu parselde paydaş Hasan Ali'nin 253/563 payını, 9.000 YTL bedel ile 26.12.2003 tarihinde davalıya sattığını, onalım hakkını kullanmak istediğini, satış bedeli ve tapu masraflarını yatırmaya hazır olduğunu, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tescilini istemiş, davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, her ne kadar işlemin tapuda satış gibi görünse de aslında gerçek bir satış olmadığını ve satış tarihinden uzunca bir süre geçmiş olması nedeniyle taşınmazın dava tarihi itibari ile değerinin tespitini ve davanın reddini savunmuştur. Onalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Onalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Onalım bedeli, tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Olayımıza gelince; onalım hakkına konu edilen pay, davalıya 26.12.2003 tarihinde 9.000.000.000 TL bedelle satılmış, davacı 11.11.2005 tarihinde açtığı işbu dava ile onalım hakkı nedeniyle payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Uyuşmazlığın, satış tarihi itibariyle 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu'nun 733. maddesinde, yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülük yerine getirilmediğinden, 11.11.2005 tarihinde açılan dava süresindedir. Davalı alıcı, satışı noter aracılığı ile davacıya bildirmediğine göre, satış tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin geçmesine kendi eylemiyle sebebiyet verdiğinden onalım bedelinin keşfen belirlenmesini isteyemez. Onalım hakkının, tapudaki satış bedeli ile bu pay satışı nedeniyle alıcı tarafından yapılan tapu, harç ve masraflar tutarı üzerinden tanınması gerekir. Mahkemece, onalım hakkının bu bedel üzerinden tanınması gerekirken, yazılı şekilde dava konusu payın bilirkişilerce saptanan dava tarihindeki değeri üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. Sonuç: Yukarıda (2) no'lu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.04.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.